Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6555 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14195 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşılık davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı (k.davalı) vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26.04.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı ve vekili Av.... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin 27.11.2006 günü diş hekimi olan davalının muayenehanesine gittiğini, muayene sonucunda müvekkilinin mevcut dişlerinin önemli bir bölümünün sökülmesi ve diş eti yapısına göre üst çenede 10 adet, alt çenede 4 adet implant yapılması gerektiğinin davalı tarafından müvekkiline söylendiğini ve bunun üzerine tedaviye başlandığını, tedavinin üçbuçuk yıl sürdüğünü, bu süre içerisinde müvekkiline davalı tarafından bir kısım tedaviler ve en son olarakta implantlar yapıldığını, davalıya yapılan tedaviler ve imalatlar neticesinde 30.000 TL bedel ödendiğini, ancak, davalı tarafından yapılan 4 adet implantın kusurlu (ayıplı) yapılması nedeniyle müvekkilinin ağrılarının devam ettiğini, müvekkili tarafından davalıya çok defalar başvurulmasına rağmen mağduriyetinin giderilmediğini, en son olarak müvekkilinin başka diş hekimlerine müracaat ettiğini, bu yeni diş hekimleri tarafından davalının yaptığı implantların sökülerek diş tedavisinin yapıldığını, böylece sağlığına kavuşabildiğini, davalının bu ayıplı imalatlar nedeniyle müvekkilinin hem maddi hem de çekilen ızdırap nedeniyle manevi olarak zarara uğradığı ileri sürülerek, 30.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında ve karşı dava dilekçesinde; davacı (karşı davalı)'nın tedavisinin ve diş yapımının müvekkili tarafından yapıldığını, bunun 3,5 yıl devam ettiğini, bu süre zarfında müvekkili tarafından davacıya protez yapıldığını, bu protezlerin davacı tarafından sağlıksız kullanılması sonucu kırıldığını, tedavilerin böylece devam ettiğini, en son olarak tüm dişlerin sökülerek yerine daha sağlam metal destekli seramik dişler yapıldığını, bunların da bir kısmının davacı tarafın sağlıksız kullanımı nedeniyle kırıldığını, en son olarakta 4 adet implant yapıldığını, müvekkili tarafından yapılan tedavi ve dişlerin kusursuz olarak yapıldığını savunarak, asıl davanın reddine, müvekkili tarafından davalıya yapılan 78 adet zırkon alt yapılı, 26 adet metal destekli toplam 104 adet diş bedelinin karşılığı olan 70.200 TL'nin fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak şimdilik 20.000 TL'nın asıl davacı (karşı davalı) dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, asıl davada 30.000,00 TL maddi tazminatın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 2.500,00 TL manevi tazminatın 08/02/2011 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, karşılık davanın ise reddine karar verilmiş, verilen bu kararın davalı-karşı davacı-vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.04.2013 gün, 2012/23371 Esas- 2013/5979 Karar sayılı ilamı ve "...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, somut olayda, davacı taraf cevap ve karşı dava dilekçesinde ve savunmalarında davacıya implantların dışında da protez (krom, zirkon kaplı vs.) dişler yaptığını, bu diş bedellerinin davacı tarafın ödemiş olduğu 30.000 TL bedelin çok üzerinde olduğunu, davacı taraftan alacaklı bulunduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine karşı davada talep edilen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yalnızca implantlarla ilgili değerlendirme yapılmış ve buna göre hüküm kurulmuştur. Bu durumda, davalı Diş Hekimi tarafından davacıya implantlar (4 adet) dışında kusursuz ve sağlam dişler (protez vs.) yapılıp yapılmadığı belirlenmelidir. Şayet yapılmış ise halen bu dişlerin davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığı ve kusurlu bir yapım olup olmadığı iddiası da varsa incelenip sonucuna göre asıl davadaki maddi tazminat kısmına ilişkin istem ve karşı davadaki istemle ilgili değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; asıl ve karşılık davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı-vekili tarafından duruşmalı olarak, davalı-karşı davacı- vekili tarafından da katılma yolu ile temyiz edilmiştir.Mahkemece; Dairemizin bozma kararına uyulmuş olmakla mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme, uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi; hükmün bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde HGK.nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;1-Manevi tazminat talebi yönünden; Bozma öncesi mahkeme tarafından davacı-karşı davalı- lehine 2.500 TL manevi tazminata karar verilmiş, yerel mahkeme tarafından bu bozma kararına uyulmuş olmasına rağmen, bozma sonrası davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Manevi tazminat talebi yönünden, bozmaya uyulmuş olmakla, davacı-karşı davalı lehine usulü kazanılmış hak doğar. Hal böyle olunca, mahkemece, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu yönü ile manevi tazminata ilişkin verilen ret kararında bir isabet görülmemiştir.2- Dairemizin bozma kararında, "... davalı Diş Hekimi tarafından davacıya implantlar (4 adet) dışında kusursuz ve sağlam diş (protez vs.)'ler yapılıp yapılmadığı belirlenmelidir. Şayet yapılmış ise halen bu dişlerin davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığı ve kusurlu bir yapım olup olmadığı iddiası da varsa incelenip sonucuna göre asıl davadaki maddi tazminat kısmına ilişkin istem ve karşı davadaki istemle ilgili değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekeceği..:" belirtilmiştir.Ne var ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bozma ilamında belirtilen hususlarda bir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulmakla, yukarıda da belirtildiği gibi, artık bozma içeriğine uygun olarak karar vermekle yükümlüdür.Öyle ise mahkemece, bozma ilamında belirtilen hususlarda uzman bilirkişi heyetinden Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlarda 4 adet implant dışında yeniden rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.3-Diğer yandan, mahkemece uyulan bozma ilamında 4 adet implant dışında kalan dişler yönünden değerlendirme yapılması istenilmiş olmakla, 4 adet implant bedelinin iadesine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Buna rağmen, mahkemece, 4 adet implant bedelinin iadesine talep yönünden de ret kararı verilmesi doğru değildir. Öyle ise mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ile kesinleşen hususlar da dikkate alınarak, 4 adet implant bedelinin iadesi talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu dört adet implant bedeline ilişkin davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.