Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6489 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11684 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davalının abonesiz kuyu suyu kullandığını, kaçak tutanağı düzenlendiğini, başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptaline, icra takibinin, 154,00 TL asıl alacak, 3.34 TL işlemiş faiz yönünden kaldığı yerden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacının icra inkar tazminatı, davalının kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; davacı kurum tarafından, 307 m3 atıksu üzerinden, Tarifeler Yönetmeliğinin 55. maddesine göre abonelik bulunmadığından 3 katı olan toplam 921 m3 hesaplanarak tahakkuk yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; Tarifeler Yönetmeliğinin 44. maddesine göre kişi başına tüketimin 0.042 M3/ kişi gün olarak alındığı, hesaplama yapılırken bulunan rakamdan da işyerinde yalnızca lavabo olduğu, tuvalet olmadığı gerekçesi ile 1/2 oranında indirim yapıldığı, davacı vekilinin rapora ve aynı görüşü tekrarlayan ek rapora itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Anılan bilirkişi raporu ve ek raporu bilimsel verilere değil varsayıma dayandığı ve itiraza uğradığı için hükme dayanak alınacak nitelikte değildir.HMK'nın 281.maddesi gereğince; taraflar bilirkişi raporunda eksik gördükleri konuların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren konular hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulması için, bilirkişiden ek rapor alınabileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için yeni görevlendirilecek bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bir bilirkişiye verilerek, davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin uyuşmazlık konusu borç döneminde yürürlükte bulunun Tarifeler Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanması ve davacı vekilinin itirazlarının karşılanması konusunda denetime elverişli bir rapor hazırlatılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.