Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6484 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12429 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MERSİN 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 04/04/2014NUMARASI : 2013/694-2014/231 Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; 2010 yılında davacı lehine hükmolunan 250 TL yoksulluk nafakasının değişen koşullar ve artan ihtiyaçlar nedeniyle 500 TL'ye; 200 TL iştirak nafakasının 400 TL ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesi ile; davanın reddini, olmadığı takdirde enflasyon oranında artışa hükmolunmasını talep etmiştir . Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüyle, 2010 yılında hükmolunan 200 TL iştirak nafakasının 300 TL'ye, 250 TL yoksulluk nafakasının 350 TLye çıkartılmasına hükmolunmuş; sözkonusu hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.''TMK.nun 176/4.maddesine göre de, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; davacının ev hanımı olup, gelirinin olmadığı, davalının ise 42 yaşında emekli, çiçekçi olup, aylık 1.000 TL gelirinin olduğu babasına ait evde kira vermeksizin kardeşiyle birlikte oturduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, davalının gelir-gideri ile orantısız şekilde yüksek oranda yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.