Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6458 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13308 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 13/02/2014NUMARASI : 2012/36-2014/58Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; abonelik sözleşmesine dayanak alınan vekaletnamedeki kimlik bilgileri ile imzanın ve davalı kuruma verilen belgelerdeki imzaların davacıya ait olmadığını ileri sürerek; müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile haksız olarak ödenen bedelin ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir..Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile,davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile; davacı tarafça, davadan önce yapılan ödemelerin toplamı olan 18.370,68 TL'nin, ödeme tarihlerinden itibaren itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile davalıdan istirdadına karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.818 sayılı BK'nun 101.maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur" hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ''Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer'' şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir.Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Somut olayda; mahkemece yargılama sırasında, davacı tarafın davalı tarafı temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunup bulunmadığı araştırılmadan, haksız olarak ödenen bedellerin "ödeme tarihlerinden itibaren" istirdadına karar verilmiştir.Hal böyle olunca, mahkemece, davalı taraf için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı araştırılıp, davalı tarafın temerrüdü yoksa dava tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle faiz yönünden bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.