MAHKEMESİ : KAHTA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/02/2014NUMARASI : 2012/660-2014/104Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı tarafından 05/11/2010 tarihinde otomatik dönem tahakkuku adı altında ayrı ayrı 282.331-TL ve 266.034,89-TL; kaçak tahakkuku olarak da 14.495,00-TL bedelli faturaların düzenlendiğini ileri sürerek; anılan fatura bedelleri nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile; davacının 05/11/2010 tarihli 282.331-TL ve 266.034,89-TL miktarlı faturalardan dolayı davalı kuruma 515.164,57 TL borçlu olmadığının tespitine; kaçak tahakkuka ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.HMK 266. maddesi hükmüne göre, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Kural olarak bilirkişi raporu hakimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe taktir eder. Hakim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Somut olayda, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; dava konusu taşınmazların yükselti bazında çevre taşınmazlara su verebilir durumda olduğu açıklanmış; davalı rapora itirazında, davacının başka taşınmazlara su vermiş olmasının muhtemel olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece bu hususta inceleme yapılmamıştır. Ayrıca, davacının sorumlu olduğu elektrik tüketim bedelini bilirkişi heyeti, salma sulama sistemlerinde 32.028,03-TL, yağmurlama sulama sisteminde ise 22.417,59-TL olarak hesaplanmasına rağmen, mahkemece bu bedellerden davacının sorumlulu olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, mahkemece ayrıca yeni bir bilirkişi incelemesi de yaptırılmaksızın alınan rapora aykırı biçimde, dava konusu olan fatura bedellerinin tamamı yönünden davacının menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, dava konusu faturalara ilişkin olarak davalının davacı taraftan isteyebileceği bedellerin, davalının rapora itirazında ileri sürdüğü hususlar da incelenerek, denetime elverişli şekilde hesaplanması konusunda rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.