Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6450 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13508 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/10/2013NUMARASI : 2013/45-2013/912Taraflar arasındaki tazminat(ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili, dava dilekçesinde; müvekkili Vahit'in 08.04.2010 tarihinde uzun süreli elektrik kesintisini önlemek ve elektrik arızasını gidermek için, davalıya ait direkteki seksiyonel koluna dokunduğunda direkte bulunan kaçak elektrik akımına kapılarak vücudunun tamamının yandığını, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralanmaya ve maluliyete davalı kurumun sebep olduğunu ileri sürerek; davacı Vahit için 20.000,00 TL manevi 1.000,00 TL işgörmezlik tazminatının; davacı eş Ayşe için 20.000,00 manevi, çocuğu Baran için 5.000,00 TL manevi, çocuğu Fatma için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının elektrik arıza ekibini beklemesi gerekirken izinsiz ve yetkisiz bir şekilde direğe çıktığı, bu nedenle kazanın oluşumunda davacı Vahit'in %100 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.Somut olayda, hükme esas alınan bilirikşi raporunda; meydana gelen elektrik arızası nedeniyle davacının, arızanın davalı tarafından giderilmesini beklemek olduğu halde davacının bu arızayı kendisinin direğe çıkarak gidermeye çalışması nedeniyle %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davacı her ne kadar elektrik arızasını bizzat trafoya çıkarak gidermeye çalışmakta kusurlu ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.9.2006 tarih 2006/4-536 E, 557 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere;davalı da ağır özen yükümlülüğü doğuran bir hizmet yürütmektedir. Yaptığı iş itibariyle her türlü önlemi alması gerekir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki kanıtlara ve dava konusu direğe herkesin kolaylıkla çıkabileceği anlaşılmasına göre, davalı kurum gerekli güvenlik önlemini alma konusunda üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Şu durumda, davalının tamamen kusursuz olduğundan söz edilemez. Zarar kapsamı ve tarafların kusur oranları belirlenip sonucuna göre karar verilmelidir.Hal böyle olunca; mahkemece, davalının yaptığı işin mahiyeti gereği, yüksek özen yükümlülüğü nedeniyle kusurlu olduğu ve Yüksek Gerilim Yönetmeliği de göz önünde bulundurularak, zarar kapsamı ve tarafların kusur oranlarının yeniden belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yensiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.