MAHKEMESİ : TRABZON AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 26/09/2013NUMARASI : 2013/39-2013/674 Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin üniversite öğrencisi olduğunu, okul masraflarını annesinin karşıladığını, davalı babanın müvekkiline maddi herhangi bir katkısının bulunmadığını iddia ederek; davacının eğitimine devam edebilmesi için aylık 400,00 TL yardım nafakasının davalı babadan tahsili yönünde hüküm tesisini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; boşandıktan sonra ikinci evliliğini yaptığını iki çocuğunun olduğunu, kirada oturduğunu ve geçimini zor sağladığını, talep edilen nafakayı ödeyecek durumunun olmadığını belirterek, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir Mahkemece davanın kısmen kabulüne, aylık 300,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından, dava tarihinden itibaren nafakaya hükmedilmesinin talep edilmiş olmasına rağmen nafakanın başlangıç tarihinin belirtilmediği; davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediği belirtilerek temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, davacı ergin çocuğun, davalı babadan yardım nafakası talebine ilişkindir. TMK'nun 364/1.maddesi gereğince; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 328/2 maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Tüm bu maddeler ışığında okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Diğer taraftan, bir mahkeme hükmünün kapsamının nelerden ibaret olacağı 6100 sayılı Yasa'nın 297/1-c maddesinde belirtilmiş olmasına rağmen mahkeme kararının gerekçe ile hüküm kısmının çeliştiği görülmüştür. (Anayasanın 141/3) HMK.'nın 297.maddesinde belirtilen hükmün açık ve net olması gerekliliğinin yanı sıra gerekçe de anlaşılabilir, yeterli ve denetlenebilir olmalıdır. Gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili uygunsuzluklar bulunmamalıdır. Mahkemece; kararın gerekçe kısmında "...davacı ve davalının fiilen ayrı yaşadıkları, davalının kovması nedeniyle davacının evinden ayrılmak zorunda kaldığı ve halen kızının yanında yaşadığı, gelirinin bulunmadığı görülmekle, davalının gelir durumu da nazara alınarak davanın kısmen kabulüne" şeklinde bir açıklamaya yer verildikten sonra, hükmün "...aylık 300,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde tesis edilmesi ve nafakanın başlangıç tarihinin; yargılama giderleri ile vekalet ücretinden kimin sorumlu olacağının belirtilmemiş olması doğru görülmemiştir. O halde mahkemece; ergin olan davacının üniversitede okuduğu tesbit edildiğine göre, açıklanan ilkeler ve itirazlar doğrultusunda yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.