MAHKEMESİ : MERSİN 6. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2014NUMARASI : 2013/160-2014/434Taraflar arasındaki iştirak nafakası artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; boşanma ile velayeti davacı(kadın)a bırakılan müşterek çocuklar lehine, aylık 175'er TL iştirak nafakasının,müşterek çocuk Sevinç'in üniversitede okuması; Hilal va Z.. A..'nın liseye başlayacak olmaları, servis ve yemek giderleri olacağını, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek müşterek çocuk Sevinç için 500TL, Hilal ve Z.. A.. için ise ayrı ayrı 400'er TL iştirak nafakası talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının aylık 2.700 TL maaş aldığını, konut kredisi için aylık 1.177 TL, ihtiyaç kredisi için aylık 260 TL, kredi geri ödemesinin bulunduğunu, yeni eşinin tedavi masraflarının olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasını her bir çocuk için aylık 250 TL olarak arttırılması, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, müşterek çocuklar Hilal ve Z.. A.. Ç.. lehine hükmedilen iştirak nafakası yönünden temyiz itirazları yerinde değildir. TMK.nun 328/1.maddesi hükmü gereğince “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır. Bu itibarla, okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Bilindiği üzere, taraf ehliyeti; davada taraf olabilme yeteneği olup, dava şartlarındandır. Dava şartları, kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece resen gözönünde tutulur. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacı annenin lehine iştirak nafakası talep ettiği müşterek çocuklardan S.. Ç.. 30.07.1994 doğumlu olduğu, dava tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal ettiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece; müşterek çocuk S.. Ç..'nun davada taraf ehliyetinin bulunmadığı, 18 yaşını ikmal etmekle, davacı annenin, müşterek çocuğu temsil yetkisinin ortadan kalktığı, değerlendirilerek müşterek çocuk S.. Ç.. yönünden davanın reddine hükmedilmesi gerekirken, lehine iştirak nafakası takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.