Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6341 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11991 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : KONYA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 27/03/2014NUMARASI : 2012/322-2014/68Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; müvekkili olan şirketin .. abone numarası ile kayıtlı olan .. telefon hatlarını kullandığını, bu hatlardan .. no.lu hatta ilişkin 23.05.2011 son ödeme tarihli faturada 4.197,50 TL borç yansıtıldığını, ayrıntılı faturada bu bedelin 3.087,31TL'sinin GPRS görüşme bedeli olduğunu, müvekkilinin söz konusu GPRS internet bağlantılarını yapmadığını ve kullanmadığını iddia ederek müvekkilinden hukuka aykırı olarak tahsil edilen 3.087,31TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; ancak sesli ve görüntülü haberleşmeyi sağlayan mobil cihazları kullananların mobil cihazı ile GSM hattını kullanarak GPRS hizmetinden faydalanabileceklerini, mobil cihaz kullanıcılarının internet erişiminin sağlanması için manuel olarak mobil cihaza verdikleri komut sonucunda erişimin GPRS olarak sağlanmakta olduğunu, kullanıcıların kullanmayı bilmeme ya da eksik bilmeleri nedeniyle meydana gelen olumsuz sonuçlardan dolayı müvekkili şirketi sorumlu tutmalarının hakkaniyete uygun olmadığını, uğramış oldukları zararları mobil cihazını satışa sunan, üreten şirketlerden talep etmelerinin daha doğru olacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; faturalandırmada sadece 27,00TL'lik hata bulunduğu, bunun dışındaki kullanımın fatura detayları ile ispatlandığı gerekçesi ile, davacının ücret iadesine ilişkin talebinin 27,00TL üzerinden kabulü ile, bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.28.07.2010 tarihli Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği'nin 15/1.maddesine göre; ''Sabit ve mobil telefon hizmeti sunan işletmeciler, abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasında ya da daha sonra abonenin hattının hangi tür numaralara ve özel içerikli hizmetlere açık olacağı hususunda, abonenin onayını almakla yükümlüdür. Abone, açık tutulması hususunda onay vermediği hizmetlerden herhangi birinin açık tutulması halinde sorumlu olmaz.''Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında; davalı tarafından 26.04.2011-27.04.2011 tarihleri arasında 201 adet internet kullanımının tespit edildiği, taraflar arasında imzalanan 19.05.2010 tarihli Abonelik sözleşmesinde internet kullanımı hakkında bir ücret belirtilmediği, ücretin tarifeye göre değişebileceği, ..'nın uygun gördüğü tarife ücretlerinin resmi web sitesinde duyurulacağının belirtildiği, aynı bilginin 'Kurumsal Faturalı İşiniz Rahat Tarifesi Taahhütnamesi'nde de bulunduğu, faturadaki ücretlendirme incelendiğinde her kullanım için aynı olmak koşuluyla 1,735TL/MB sabit ücretlendirme yapıldığı, davalı tarafın internet kullanım ücretini 0,0021TL/KB olarak belirttiği için, yapılan ücretlendirmenin görüşme içerikleri ile uyumlu olduğu fakat bu ücretin herhangi bir internet paketine dahil olan bir hattın kullandığı internet ücretinden çok yüksek olduğu ancak davacı şirketin herhangi bir internet paketine dahil olmadığının tespit edildiği görülmektedir.Buna göre; davacı şirketin davaya konu hat ile davaya konu dönemde internet kullanımının olduğu, ancak taraflar arasında internet kullanımı konusunda bir ücret anlaşması yapılmadığı halde davalı tarafça yüksek tarifeden ücretlendirme yapılarak davalıdan kullanım bedelinin tahsil edildiği, davalı tarafça taraflar arasında internet kullanımı konusunda herhangi bir anlaşma olmamasına rağmen davacı tarafça internet kullanımı yapıldığı ve bunun yüksek tarifeden ücretlendirileceği konusunda bir bildirimin yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen yönetmeliğin; abonenin, açık tutulması hususunda onay vermediği hizmetlerden herhangi birinin açık tutulması halinde sorumlu olmayacağı hükmü uyarınca, davacı şirketin kullandığı internet bedelinden sorumlu olmayacağı düşünülmeden yukarıdaki gerekçe ile davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.