MAHKEMESİ :SULH ... MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kurumun müvekkilinden fazla ödeme yapıldığı iddiası ile ....234,76 TL iade etmesini istediğini; bunun üzerine İdare Mahkemesinde açtıkları davada taleplerinin kabul edilerek işlemin iptal edildiğini ancak davalının itirazı üzerine kararın ..... bozulduğunu, müvekkilin Bölge İdare Mahkemesi kararında belirtilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerini davalıya ödediğini ancak davalının Bölge İdare Mahkemesinin kararını dayanak göstererek müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek; müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının mevcudiyeti mahkeme kararları ile kesinleşmiş borcu ödemekten kaçındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; takibe dayanak olarak gösterilen Bölge İdare Mahkemesi ilamının borç doğurucu hüküm içermediği gerekçesi ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; borçlu olunmadığının (olumsuz menfi tespit ) tespiti davasıdır. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden; döner sermaye katkı payı ödemelerinin geri istenmesine ilişkin 25.04.2007 tarih ve 339 sayılı işlem aleyhine davacının İdare Mahkemesinde iptal davası açtığı; mahkemece; davacıya yapılan ödemenin hatalı olduğunun basit bir inceleme ile fark edilemediği, ödemenin açık hata kapsamında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı; hatalı ödeme yapılmasında davacının gerçek dışı beyanı ya da hilesinin bulunmadığı; dava açma süresi geçirildikten sonra tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçeleri ile işlemin iptaline karar verildiği; karara itiraz edilmesi üzerine Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu edilen işlemin davacıya rızaen ödeme çağrı yazısı olduğu bu haliyle tek başına hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile idare mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, davalı idarenin ....07.2009 tarihinde; Bölge İdare Mahkemesi'nin ilamına dayanarak davacı aleyhine ilamlı icra takibi başlattığı; davacının da bu takibin borçlusu olmadığının tespiti için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Kural olarak, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu madde de belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle idarenin hataya düşmeseydi, edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.HGK'nın 05...1984 tarih, 1982/...-387 E.- 1984/997 K. sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK'nın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır. İdari işlemler “kaide tasarruf” (kural işlem), “sübjektif tasarruf (sübjektif işlem; birel işlem) ve “şart tasarruf” (koşul işlem) olmak üzere üçe ayrılırlar.Şart tasarruflar; önceden belirlenmiş ... kurallarının kişiler hakkında uygulanmasına dair işlemlerdir. Bu tür işlemler, ... düzeninde değişiklik yapmazlar; yalnızca kişilerin durumunda değişiklik yaparak onları bir durumdan başka bir duruma geçirirler. Şart tasarruflar, kişisel bir hukuki durum yaratmaları bakımından geniş anlamda sübjektif tasarruflar kapsamında olmalarına karşın, “konu” bakımından ... aleminde bir değişiklik yapmayıp, yalnızca hak sahibi süje bakımından bir yenilik ve değişiklik doğurmaları itibariyle, dar anlamda sübjektif tasarruflardan ayrılırlar .Hal böyle olunca mahkemece; işin esasına girilerek, davacıya yapılan ödemenin, haksız iktisap kuralları çerçevesinde davacıdan istenip istenemeyeceği tartışılarak hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, haksız iktisap kuralları çerçevesinde davalının davacıdan ilama konu parayı talep edip edemeyeceği hususunda uzman bilirkişiden yeterli ve denetlenebilir bir rapor almak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis etmek olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.