Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6314 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20832 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ELAZIĞ 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2014NUMARASI : 2014/342-2014/688Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde; davalı ile Elazığ 1.Aile Mahkemesi'nin 02.05.2013 tarih 2012/636 E. 2013/388 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma neticesinde lehine aylık 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, 2013 yılında hükmedilen aylık 300 TL'lik yoksulluk nafakasının sosyal ve ekonomik koşulların değişmesine bağlı olarak artırılması gerektiğini, davalının ekonomik durumundaki düzelme, paranın alım gücündeki düşüş nazara alınarak aylık 300 TL olan yoksulluk nafakasının 600 TL'ye yükseltilmesini ve sonraki yıllardaki artış oranının da TEFE-ÜFE endekslerine göre belirlenmesini talep ve dava etmiştir.Davacı, her ne kadar dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının arttırılması yönünde talepte bulunmuş ise de; dosyaya sunduğu 04.08.2014 tarihli cevaba cevap dilekçesinde talebini açıklamış ve müşterek çocuklar lehine hükmedilen aylık 150'şer TL'lik iştirak nafakalarının arttırımını talep ettiğini beyan etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacının hataen kendisi için yoksulluk nafakası artırım talebinde bulunduğunu, nitekim boşanma davası neticesinde davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmediğini, müşterek çocuklar 1997 doğumlu Şura ile 1999 doğumlu Şule lehine ayrı ayrı aylık 150 'şer TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, bu nedenle davanın reddini istemiştir.Mahkemece; husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK'nun 33 maddesi ve 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı YİBK'na göre olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir.Somut olayda,tarafların Elazığ 1.Aile Mahkemesi'nin 28.03.2007 tarih 2006/47 E. 2007/218 K. sayılı kararı ile boşandıkları, boşanma neticesinde müşterek çocuklar 1997 doğumlu Şüra ile 1999 doğumlu Şule'nin velayetlerinin davalı babaya verildiği,kararın temyiz edilmeden 28.03.2007 tarihinde kesinleştiği,sonrasında davacı tarafından Elazığ 1.Aile Mahkemesi'nde açılan velayetin değiştirilmesi davası neticesinde mahkemenin 02.05.2013 tarih 2012/636 E. 2013/388 karar sayılı kararı ile müşterek çocukların velayetlerinin davacı anneye verilerek müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 150'şer TL iştirak nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.TMK'nın 182/2 maddesinde;velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Mahkemece, nafaka takdir edilirken;çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.O halde, davacı 04.08.2014 tarihli cevaba cevap dilekçesinde talebinin iştirak nafakalarının arttırılması istemine ilişkin olduğunu belirtmiş olmakla, mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.