Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6306 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5325 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıdan ....04.1995 tarihli devir senedi ile arsa aldığını, davacının yerin zilyedi olduğunu, arsanın başkası adına tescil edildiğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek o tarihteki 100.000.000 TL iade anındaki alım gücünün (reel değerinin) hesaplanarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik ....000 TL'nin dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, iradesinin zilyedliğin devrine yönelik olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda taraflar arasında haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi nedeni ile davacı tarafından davalıya 100.000.000 TL (sıfır atılmadan önceki) ödendiği, ancak tapuda resmi satışın yapılmadığı anlaşılmakta olup, satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (............................ K.nun 60. maddeleri). Bu durumda taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle sebepsiz zenginleşmenin kapsamını tespitteki ilke ve esasların açıklanmasında yarar vardır.Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici ... düşüncesine dayanır. Denkleştirici ... ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu ... oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir.Bugüne kadar uygulanan kurallara göre geçersiz sözleşme gereğince alıcının akit tarihinde verdiği paranın aynı miktarda iadesine karar verilmesi, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olmuş, kamu vicdanında haklı eleştiri konusu yapılmıştır.Şu durumda hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici ... kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye, karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır.Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafça ....04.1995 tarihinde ödenen satış bedelinin enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve ... denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, sadece yasal faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplamaya dayanan yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.