Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6289 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4232 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ELAZIĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/02/2015NUMARASI : 2014/822-2015/40Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, tarımsal sulama abonesi olduğunu; davalı tarafından, haksız olarak elektrik borcu tahakkuk ve tahsil edildiğini öne sürerek; davalıya 7.048 TL borçlu olmadığının tespiti ile haksız olarak ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dairemizin 02.10.2014 tarih ve 2014/6530 E.- 2014/12898 K.sayılı bozma ilamıyla "4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; "alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta ise, davacı ile davalı arasında mesleki amaçlı tarımsal sulama aboneliği sözleşmesi bulunduğundan davacı tüketici tanımına uymadığı gibi, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Hal böyle olunca; mahkemece, davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken, yazılı şekilde tüketici mahkemesi sıfatıyla hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir." denilerek bozulmuş; mahkemece, bozmaya uyularak; uyuşmazlık genel mahkeme sıfatıyla sonuçlandırılmış, davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Bir davada, çözümü hakim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişiye başvurulur. Ancak, hakim, bilirkişi raporu ile bağlı değildir. Bu nedenle, hakim, birinci bilirkişi raporu ile durumun gereği gibi aydınlanmadığı kanısına varırsa yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verebilir.Hükme esas alınan bilirkişi raporuna davacı tarafından, zamanında itiraz edilmiştir.Hâl böyle olunca, mahkemece; davacının, bilirkişi raporuna itirazlarıda dikkate alınarak, yönetmelik ve bilimsel verilere uygun, taraf ve Yargıtay denetimine açık rapor alınarak (üçlü bilirkişiden), hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.