Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6283 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20910 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 10/10/2013NUMARASI : 2012/781-2013/645 Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Üsküdar 3.Aile Mahkemesinin 2011/671 Esas-829 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı için aylık 2.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının müşterek çocuğu alıp bir otele götürdüğünü, davacıya el yazılı bir mektup bırakarak çocuğun ölümüne sebep olduğunu, sonrasında da davalının camdan atlayarak yaralandığını, davalının İstanbul 21. Ağır Ceza mahkemesinde kendisini savunamayacak yakın akrabayı tasarlayarak öldürmek suçundan tutuklu olarak cezaevine girdiğini, yargılamasının devam ettiğini, davalının davacıya acı çektirmek amacıyla hareket ettiğini, Medeni Kanunun 176 maddesi uyarınca işlediği suçun haysiyetsiz yaşam sürmenin somut bir delili olduğunu ileri sürerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını temellendirdiği haysiyetsiz hayat sürme kavramının, nafakanın kaldırılması sebebini teşkil etmediğini, müvekkilinin söz konusu suçtan yargılanıyor olmasının haysiyetsiz hayat sürmesine delil olamayacağını, müvekkilinin iyi bir anne olduğunu, yargılandığı suçtan aklanacağını, davacının bu durumları fırsata çevirmek niyetinde olduğunu, iyi niyetli olmadığını, boşanma davasında davacının eşini kandırarak boşanmayı temin ettiğini, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının davasını davalı kadının haysiyetsiz hayat sürmesine dayandırdığı, tarafların anlaşmalı olarak boşandığı, boşanma kararının 17/04/2012 tarihinde kesinleştiği, davalının yakın akrabayı tasarlayarak öldürme suçundan davasının devam ettiği, nafakanın kaldırılmasını bu nedene dayandırdığı, ancak davalının haysiyetsiz hayat sürdüğüne dair iddianın sübut bulmadığı, davacının maddi durumunda herhangi bir kötüleşmesinin ispatının yapılamadığı, davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesi ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesinin (Kapanan Üsküdar 3. Aile Mahkemesi) 2011/671 Esas-829 Karar sayılı dosyası incelendiğinde, davacı N. Y..tarafından boşanma istemli dava açıldığı, yapılan yargılamada tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine, davacı kadın için aylık 2000 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve kararın 17/04/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Somut olayla ilgili olarak; İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2012/302 Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ceza davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bahsi geçen ceza dosyasının bu davanın sonucuna olabilecek etkisi gözetilmeden anılan ceza davasının sonucunun bu dava için bekletici mesele yapılması gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.