MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalıların, müvekkilinin park halinde bulunan aracını izinsiz alıp, kaza yaptıklarını, kazada davalı ...'ün öldüğünü, aracın tamir edilemeyecek hale geldiğini belirterek; aracın bedeli olan 7.000,00 TL'nin, kazanın meydana geldiği 19.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20.10.2009 tarihli celsede; davalı ...'ın anne ve babasını, ... üzerindeki denetim ve gözetim görevini yerine getirmedikleri için davalı olarak gösterdiklerini ve aile başkanı müessesine dayandıklarını beyan etmiştir. Davalı ...'a velayeten babası... cevap dilekçesinde; aracı kullanan davalı ... hakkında ceza davası açılıp, mahkumiyet kararı verildiğini, oğlu ...l ve diğer davalıların araçta yalnızca yolcu olarak bulunduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında Ali ölmüş, mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiş, duruşmaya da katılmamıştır. (... 19.05.2008 tarihinde davaya konu kazada ölmüştür.)Mahkemece; 20.10.2009 tarih, 2009/177 E.; 2009/302 K. sayılı ilamla; davalılardan ...'ın dava tarihi itibariyle 16 yaşında olduğu, davalı ...'ın anne babasının "Aile Başkanlığı" müessesine dayalı olarak davalı olarak gösterildiği, buna göre davanın tüm davalılar yönünden Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, iş bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, dosya aile mahkemesine gönderilmiştir. Aile Mahkemesince; 12.12.2014 tarih, 2012/93 E.; 2014/659 K. sayılı ilamla, davalı ...'ün dava tarihi itibariyle ölü olduğu gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine, davalı, Mahmut, ... ve ... yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 6.000,00 TL'nin olay tarihi olan 19.05.2008 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı ..., ..., ... ve ...'ın, davacı adına kayıtlı aracı, park halinde bulunduğu yerden izinsiz alıp, araçla dolaştıkları sırada kaza yaptıkları, kazada ...'ün öldüğü, davalı ..., ... ve ... hakkında ceza davası açıldığı ve mahkumiyet kararı verildiği, davalı ...'ın, 09.06.1991 doğumlu olup, olayın vuku bulduğu 19.05.2008 tarihi itibariyle 17 yaşında olduğu, davanın ...'a velayeten..ve.. aleyhine açıldığı, davacı vekilinin yargılama sırasında ...'ın anne babasını, aile başkanının sorumluluğu ilkesine dayalı olarak davalı gösterdiklerini beyan ettiği, bu beyan üzerine dosyanın görevsizlikle aile mahkemesine gönderildiği, yargılama sırasında ...'ın reşit olduğu, babası..nin 08.06.2010 tarihinde öldüğü,..'den geriye mirasçı olarak eşi ..r ile çocukları,..t, ... ve ..'un kaldığı, bu kişilerin davaya dahil edildiği ve yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri, 25.10.2010 tarihli celsenin ara kararında ...'ın reşit olduğundan bahisle kendisine duruşma gününü bildirir tebligat gönderildiği anlaşılmaktadır.Bu bağlamda temyize konu uyuşmazlık; davalı ...'ın anne babasının, davacının uğradığı zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı ve buna bağlı olarak da mahkemenin hüküm başlığında davalı ...'ın anne ve babasının davalı olarak gösterilmemesinin ve bu kişilerle ilgili hüküm tesis edilmemesinin usule uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanun'un 369/1. maddesine göre aile başkanı, küçüğün verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur. Aile başkanının özen ve gözetim görevini yerine getirmemesinden dolayı üçüncü kişiler bir zarara uğramışlarsa, aile başkanı bu zararı tazminle sorumludurHaksız eylemi gerçekleştiren kişinin yargılama sırasında reşit olması aile başkanının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.Diğer taraftan HMK’nın 297. maddesinde bir hükmün neleri içermesi gerektiği ayrıntılı biçimde gösterilmiş olup, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekliyken, mahkemece, aile başkanının sorumluluğuna ilişkin hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Somut olayda; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 369. maddesine dayanılarak aile başkanı sıfatıyla ...'ın anne babası aleyhine dava açılmıştır. Nitekim, eldeki dava 24.04.2009 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde açılmış olmasına rağmen görevsizlikle aile mahkemesine gönderilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; davacının, davalılardan ...'ın anne babası aleyhine TMK'nın 369. maddesine dayanarak husumet yöneltiği ve haksız eylemi gerçekleştiren kişinin yargılama sırasında reşit olmasıyla aile başkanının sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı gözönünde bulundurularak; bu hususta bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle HMK’nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.