Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6182 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21220 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KAHTA SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/01/2013NUMARASI : 2010/2688-2013/15. Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkiline ait Sincik İlçesi, ... köyü, 152 Ada, 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinden davalı kuruma ait enerji nakil hattı geçtiğini, 03.03.2010 tarihinde bu enerji nakil hattının kopması sonucu taşınmazda yangın çıktığını, taşınmazda bulunan ekili buğday ile mevcut fıstık ağaçlarının yandığını, davalı kurumun ihmalinin bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere el atma tarihinden itibaren 100,00 TL tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini 01.06.2011 tarihinde ıslah ederek 7.000,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, yangın sonucu buğdayın değil sadece tarladaki anızın yandığını, fıstık ağaçlarının yanmadığını, ancak yangından etkilendiğini, davalının kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabul?? ile davacının uğradığı zarar-ziyana yönelik bilirkişiler tarafından tanzim olunan raporda belirtilen 5.936,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100,00 TL tazminat talebinde bulunmuş, bu talebini 01.06.2011 tarihinde ıslah ederek dava değerini 7.000,00 TL'ye yükseltmiştir. Davacı alacağın 100,00 TL'lik kısmını dava dilekçesiyle talep etmiş olduğundan alacağın bu kısmına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğrudur. Ancak, davacı alacağın hükmedilen 5.836,00 TL.lik kısmını ıslah ile talep etmiş olup, alacağın bu kısmı için davalı daha evvel temerrüde düşürülmediğinden ıslahla arttırılan bu kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, tüm alacak için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirir. Ayrıca, konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekalet ücreti, nispi tarifeye göre hesaplanır. Davanın kısmen kabul-kısmen reddedilmesi halinde, nispi vekalet ücreti kabul edilen ve reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır. Mahkemece, davacı vekilinin toplam 7.000,00 TL tazminat talebi hakkında 5.936,00 TL tazminata hükmedilmesine ve kısmen kabul-kısmen redde yönelik karar verilmesine rağmen, mahkeme kararının hüküm kısmında davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulması ve reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru görülmemiş olup, bu husus da bozmay?? gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.