BMAHKEMESİ : BEYTÜŞŞEBAP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2009NUMARASI : 2007/22-2009/40Dava dilekçesinde şimdilik 10.000 lira ecrimisilin yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkiline ait dava konusu taşınmaza, davalı idare tarafından 1994 yılından beri müdahalede bulunulduğunu beyan ederek şimdilik 10.000 TL.ecrimisilin (ıslah ile 97000 TL.) yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı idare savunmasında, haksız bir el atmanın söz konusu olmadığını, et atma kabul edilse bile talep edilen ecrimisil tutarının fahiş olduğunu, ecrimisilin dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için istenebileceğini ifade etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 24.996 TL.ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ecrimisil kötü niyetli şagilin ödemekle sorumlu bulunduğu tazminat olup en azı kira geliri en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur. Dosyanın incelenmesinden, yargılama aşamasında birden fazla bilirkişiden rapor alınmış,ancak mahkeme tarafından inşaat mühendisi tarafından verilen 1.12.2008 tarihli rapor esas alınmıştır. Bu rapora göre dava konusu taşınmazın arsa cinsinden metrekaresinin yıllık olarak 650 TL.kira getirebileceği, taşınmazın tamamının yıllık kirasının 6999 TL.olacağı, bu hesaplamalara göre de, 5 yıllık ecrimisil tutarının 34.996 TL.olacağı belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda talep edilen bedelin mahkemece hak ve nesafete uygun olduğu belirtilmiş ise de raporda buna ilişkin bir incelemeye yer verilmemiştir. Dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan taşınmazların ne şekilde gelir elde ettikleri, emsal taşınmazlardan kiraya verilenler var ise, kira bedellerinin ne kadar olduğu araştırılarak bilirkişinin raporunda açık ve net bir şekilde belirlenmesi gerekecektir. Bilirkişinin görüşünün dayandığı tüm bilgi ve verilerin raporda gösterilmesi zorunludur. Ancak bu şekilde hazırlanan raporun Yargıtay denetimine açık olduğu kabul edilebilir. Dosya arasında bulunan raporda, bilirkişi görüşünün dayandığı bilgi ve veriler gösterilmemiş emsal yerlerle kıyaslama yapılmak suretiyle değerlendirilmediğinden rapor hüküm kurmaya yeterli değildir. Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek bilirkişiden yeniden alınacak ve hükme dayanak yapmaya yeterli rapor esas alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.