Dava dilekçesinde 792,40 YTL rücuan alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın ve yargılamanın iadesi isteminin reddi cihetine gidilmiş, hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/2/2008 tarih ve 2008/26003 sayılı yazıları ile kanun yararına bozulması istenilmiştir. YARGITAY KARARI Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı Banka tarafından, banka personeli davalılar aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonucu haksız fiilin 25/10/1994 tarihinde gerçekleştiği ve davacının bu rücuen alacak davasını 2/3/2005 tarihinde açtığı gerekçesi ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddi cihetine gidilmiş; davacı banka vekilinin temyiz istemi miktardan reddedilmiştir. Yine, davacı vekili bu red kararı üzerine yargılamanın iadesini istemiş ise de mahkemece, HUMK. 445 maddede sınırlı olarak sayılan sebeplerden hiç birisine uygun olmayan talebin reddine karar verilmiştir. Bu şekilde kesinleşen hükmün Yargıtayca incelenmesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/2/2008 gün ve 2008/26003 sayılı tebliğnamesi ile HUMK. nun 427/6 maddesi gereğince kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Davada, banka personeli davalıların özensiz ve dikkatsiz davranışları nedeniyle mudileri zarara uğrattıkları ileri sürülerek 792,40 YTL tazminatın rücuen tahsili istenilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Tüzüğü'nün 23. maddesine göre belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Aynı kanunun 18. ve aynı tüzüğün 24. maddesinde ise tebliğ yapılacak şahıs otel hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, mektep, talebe yurdu gibi içine serbestçe girilemeyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunuyorsa, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder, bunlar tarafından muhatap derhal bulundurulamaz veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğ amire yapılır hükmü yeralmaktadır. Somut olayda, davalılardan Nesrin Yayla adına çıkartılan davetiye "görevli Meriç Kaplan imzasına tebliğ edilmiştir" şerhini içermektedir. Mahkemece, tebligat yapılan kişinin tebligatı almaya ehil olup olmadığı araştırılmamıştır. Bundan ayrı olarak ta zamanaşımı itirazı, davalılardan Rabia Berberoğlu vekili tarafından yapılmıştır. Diğer davalı Nesrin Yayla'nın zamanaşımı itirazı bulunmamaktadır. Bu davalı yönünden delillerin toplanıp davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde her iki davalı yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin yukarıda açıklanan nedenle kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 8/4/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.