Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6150 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19976 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ADANA 6. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 20/05/2014NUMARASI : 2014/79-2014/411Taraflar arasındaki nafakanın artırılması (yoksulluk) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Adana 2. Aile Mahkemesi'nin 2009/989 Esas ve 2011/14 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacıya 150,00 TL iştirak nafakası bağlandığını, nafakanın ağırlaşan ekonomik koşullar nedeni ile davacının ihtiyacını karşılayamaz hale geldiğini belirterek, 150,00 TL olan yoksulluk nafakasının 500,000 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; emekli maaşı ile zor geçindiğini, hayatında refah seviyesini artıran bir değişiklik olmadığını, istenen nafakanın yüksek olduğunu, davacının SGK'dan birden fazla maaş aldığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; ''davanın kısmen kabulü ile, davacı yararına aylık 150,00 TL olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL yükseltilmesine'' karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu yasal şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K. sayılı ilamı).Somut olayda; davacı tarafça 150,00 TL'den 500,00 TL'ye çıkarılması talep edilen yoksulluk nafakası hakkında , dava kısmen kabul edilmiş , hüküm kısmında aynen ''150,00 TL olan yoksulluk nafakasının 200 TL yükseltilmesine'' yazılmak sureti ile hüküm oluşturulmuştur. Mahkemece takdir edilen nafakanın 200,00 TL'mi, 350,00 TL mi olduğu anlaşılamamaktadır. Yine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde taraflarca temyiz edilebileceği hükümde belirtilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır.5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL'ye çıkarılmıştır.150,00 TL olan yoksulluk nafakasının 200,00 TL olarak belirlendiğinin kabulü halinde, kabule karar verilen yıllık nafaka miktarı ( 600,00 TL) davalı yönünden kesin hüküm, 350,00 TL olarak belirlendiğinin kabulü halinde , reddine karar verilen yıllık nafaka miktarı (1.800,00 TL) davacı yönünden kesin hüküm oluşturacaktır.Bu itibarla ; hakimin takdir etmiş olduğu nafaka miktarının anlaşılabilir olmaktan uzak olduğu açık olup, infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.Mahkemece yapılması gereken iş; HMK. 297. Maddesine uygun olarak açık, sarih ve anlaşılabilir, taraflara tanınan hak ve yükümlülüklerin tek tek gösterecek şekilde hüküm kurmak olmalıdır.Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.