Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6125 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8766 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; olay tarihinde yüksek voltajlı elektrik akımı nedeniyle elektrik kontağından çıkan yangın sonucu ev ve evde bulunan eşyaların kullanılamaz hale geldiğini, yangının davalı şirketin tedbirsiz ve ihmali davranışları neticesinde oluştuğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla belirsiz alacak davası niteliğinde şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, olay sonrası düzenlenen tutanakta sayacın bulunduğu bölümde yanık ve tahrifata rastlanılmadığının belirtildiğini, evin topraklama tesisinin olmadığını, iç tesisatın sorumluluğunun davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; meydana gelen zarardan davalı şirketin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, 32.709,25 TL nin 10.000,00 TL kısmının dava tarihinden bakiye kısmının ıslah tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, elektrik kullanılan yerin "mesken" olması karşısında; taraflar arasında, 4077 sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi (mesken abonesi) bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. 4077 sayılı Kanunun 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir.Hal böyle olunca, 4077 sayılı Kanunun 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, yargılamanın Tüketici Mahkemesi sıfatı ile yapılması gerekirken, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.