Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6124 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6828 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; muris...tarafından düzenlenen 12/02/1993 tarihli vasiyetname ile dava konusu taşınmazın 20/80 hissesinin müvekkiline vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin açıldığınıu, ardından mirasçı ... tarafından tenkis ve tapu iptali davası açıldığını ve davanın reddedildiğini belirterek; dava konusu taşınmazdaki muris hissesinin tenfizi suretiyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar cevap dilekçelerinde; davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın kamulaştırıldığını, mirasçılar aleyhine tapu iptali tescil davasının açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine, dava konusu taşınmazın tamamının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalılar ..., ..., ... ve .... tarafından temyiz edilmiştir.Dava, vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetnameye konu taşınmazın muris adına olan kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir. 4722 sayılı Kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.743 sayılı Medeni Kanunun 580.maddesi; kendisine belli bir şey vasiyet edilen kişinin açacağı istihkak davasının, kazandırmanın (teberrunun) kendisine bildirildiği günden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını hükme bağlamıştır. Ayrıca; 818 sayılı Borçlar Kanunun 133. maddesinde ( TBK. m. 154.) zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiştir. Buna göre; Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse ve alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir.Dosyanın incelenmesinde; Borçlar Kanununda düzenlenen zamanaşımını kesen nedenlerden her hangi birinin somut olayda yer almadığı, vasiyetnamenin açılması dosyasının gerekçeli kararında davacıya 02/04/1999 tarihinde vasiyetnamenin tebliğ edildiğinin belirtilmesi karşısında dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmaktadır.O halde; mahkemece; temyiz eden davalılar yönünden zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde zamanaşımı süresinin kesildiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.