Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6031 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21157 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 09/09/2014NUMARASI : 2013/881-2014/699Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların 2010 yılında boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, boşanma ilamıyla çocuk için aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği; ancak, iştirak nafakasına hükmedilmediğini; geçen zamanda çocuğun büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek; müşterek çocuk lehine aylık 1000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, 300 TL nafakanın davacının hesabına düzenli olarak gönderildiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının velayeti altındaki 2005 doğumlu Birce Naz Ünal için 600 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren her ay davalıdan alınarak çocuğa velayeten davacı anneye verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir.Boşanma kararı ile velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK m.182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.(TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca, nafakanın takdirinde, birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşam şekli de dikkate alınır.Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakaya karar vermelidir.Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 2010 yılında boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye bırakıldığı, mahkemece iştirak nafakası hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği; davacının platez eğitmeni olduğu, asgari ücret aldığı 500 TL kira ödediği malvarlığının olmadığı, müşterek çocuğun 2005 doğumlu olduğu; davalı babanın ise, astsubay olarak görev yaptığı, 3200 TL maaş aldığı lojmanda oturduğu ve aylık 280 TL kira ödediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; davalı babanın gelir durumu, davacı annenin katkısı, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, birlikte değerlendirilerek TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde iştirak nafakasına karar verilmesi gerekirken, yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.