MAHKEMESİ : TAŞOVA SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/11/2014NUMARASI : 2014/364-2014/773Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; müvekkilinin, 2002-2007 yıllarında davalının dayısı M.. G..'e ait tarlaları kiraladığını, M.. G..'ün Antalya'da ikamet etmesi nedeniyle, davalıyla aralarında sözlü kira sözleşmesi yapıldığını; kira paralarını davalıya ödediğini; ancak, taşınmazın asıl sahibi Mehmet Gümüş tarafından davacı aleyhine kira alacağı davası açıldığını, dava neticesinde davalıya ödediği kira paralarını tekrar Mehmet Gümüş'e ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek; davalıya ödediği 6.502,69 TL'nin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davacıyla aralarında, kira sözleşmesi olmadığını ancak, 2002-2003-2004 yıllarında davacının 150 TL ve 400 TL para getirdiğini, bu paraları dayısı M.. G..'e verdiğini 2005-2006-2007 yıllarında davacının ödemede bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak davası olduğu, ispat yükünün davacıda olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin, 27.03.2014 tarih ve 2013/20145-2014/4986 sayılı kararı ile "...davalının beyanları ikrar niteliğinde olup davacı davalının bu beyanlarına delil olarak dayandığını mahkemeye bildirmiştir. Davalının jandarmada alınan beyanları ve mahkemeye sunduğu cevap dilekçesindeki beyanları davalıyı bağlayıcı niteliktedir. Bu durumda, mahkemece; davacının mahkeme içi ve mahkeme dışı ikrarı değerlendirilmek suretiyle neticesine göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, davalının ikrarı hakkında değerlendirme yapılmadan, ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bundan ayrı olarak; davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanması nedeniyle davacının davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ile oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiştir." gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada; davacının davasının kabulüne, 6.502,69 TL'nin ödeme tarihi olan 22/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda davalı jandarmada verdiği ifadesinde, 2002-2003-2004 yıllarına ait kira paralarını davacıdan aldığını; 2005-2006 ve 2007 yıllarına ait kira paralarının ise davacı tarafından ödenmediğini bildirmiş, davaya karşı verdiği cevap dilekçesinde ise; davacının 2002 yılı için yıllık toplam 150 TL kira bedeli ödediğini, 2003 ve 2004 yılları için ise toplam 400 TL kira bedeli ödediğini savunmuştur.Bu durumda, bozma ilamına uyan mahkemenin, davalının 2002-2003 ve 2004 yıllarına ait toplam 550 TL kira parasının ödendiğini kabul ettiği gözetilerek; geriye kalan kira bedelinin ödendiğinin toplanan taraf delilleri ile ispatlanamadığından, dava dilekçesinde yemin deliline dayanan davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, Dairemizin 27.03.2014 tarih ve 2013/20145-2014/4986 sayılı bozma ilamının yanlış değerlendirilmesi sonrasında eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.