Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6000 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20735 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : HATAY 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2013NUMARASI : 2012/235-2013/270 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi H.. Y..'ın dava konusu taşınmazı 1996 yılında kardeşi olan davalıların murisi A. Y..'dan satın aldığını, satış parası olarak 35.000 TL'yi A.Y..'a ödediğini ancak aradaki güvene dayalı olarak tapu devrinin yapılmadığını, şifahi harici satış sözleşmesinin yapıldığı 1996 yılından 2011 yılına kadar taşınmazı davacıların murisi Hüseyin'in kullandığını, murisin ölümünün ardından taşınmazın zilyetliğinin davacı müvekkillerine geçtiğini, davalıların bu taşınmazı Ali oğlu H.. Y..'a resmi şekilde devrettiğini öğrendiklerini belirterek; dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri olan 75.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsillen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların iddialarının asılsız olduğunu, taş??nmazın davacı tarafa satılmadığını, davacıların murisinin taşınmazı rızaları hilafına kullandığını, satış iddiasının resmi belgeyle ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ismini bildirdiği tanıkların dinlenmesine muvafakat etmediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; davalı tarafın, davacıların tanık dinletme istemine muvafakat etmemeleri ve tarafların amca çocukları olmaları gerekçesiyle davacı vekilinin tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafın yemin teklifinin davalılar tarafından kabul edilip, davalılarca yeminin eda edilmesi ve davacıların satış iddialarını ispata yarar yazılı belge ibraz etmedikleri belirtilerek davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık, dava konusu taşınmazı davalıların murisi Ali'nin, davacıların murisi olan kardeşi Hüseyin'e satıp satmadığı, satış bedelini alıp almadığı hususunda toplanmaktadır. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür (TMK m.6). İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK.md.190).Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir (HMK m. 200). HMK'nun 203.maddesinde; senetle ispat zorunluluğunun istisnaları düzenlenmiş olup; altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler bu istisnalardan sayılmıştır. Somut olayda davacı taraf, dava konusu taşınmazı murisleri H.. Y..'ın harici sözleşmeyle A. Y..'dan satın aldığını, satış parası olan 35.000 TL'nin davalıların murisine ödediğini iddia ettiğine göre, davacılar satış ve ödeme iddiasını ispatlamalıdır. Dava değeri HMK 200/1'de belirtilen sınırın üzerinde bulunduğundan kural olarak davacı taraf iddiasını senetle ispatlamalıdır. Ancak dosyadaki bilgi ve belgelerden varlığı iddia olunan harici satış sözleşmesinin taraflarının kardeş olduğu anlaşıldığından ve davacı taraf tanık deliline dayandığından, HMK'nın 203. maddesi gereğince davacı tarafa iddiasını tanıkla ispat etme olanağı tanınmalıdır. Diğer taraftan; diğer delillerle birlikte yemin deliline de dayanılması halinde ilk önce diğer deliller incelenir. Diğer deliller ile iddia ya da savunma ispat edilir ise yemin teklifine gerek kalmaz. Her halde yemin deliline en son çare olarak başvurulur. Bu bağlamda dava konusu olayda; davacı tarafın iddialarını tanık beyanlarıyla ispat imkanı bulunduğundan, mahkemece bu husus göz ardı edilerek; yemin edasının davalılar tarafından yapıldığı ve yemin delilinin kesin delil olduğu gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiştir.Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafın tanık dinletme talebi kabul edilerek, dinlenecek tanık beyanları değerlendirilip tartışıldıktan sonra hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, tarafların amca çocukları olduğu gerekçesiyle tanık dinletme talebinin reddedilmesi ve davalıların davacılar tarafından teklif edilen yemini eda ettikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.