MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2013NUMARASI : 2012/963-2013/234Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalı ile 2004 yılında boşandıklarını, 2002 doğumlu müşterek çocukları için aylık 150 TL.nafaka taktir edildiğini, açtığı dava ile birlikte aylık 250 TL.ye çıkartıldığını, bu paranın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu iddia ederek; iştirak nafakasının 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; yeniden evlendiğini, eşinin Alman vatandaşı olması nedeniyle Almanya'ya geldiğini; ancak, düşündükleri gibi olmadığını, iş bulmakta zorlandığını, 60.000 Euro borçlanarak iş kurduğunu; ancak tutunmakta zorlandığını, 1000 TL.nafakayı ödeyemeyeceğini, işyerini aylık 1000 ile 2000 Euro arasında zararla kapattığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, aylık 250 TL.nafakanın dava tarihinden itibaren aylık 750 TL.ye çıkartılarak davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/1. maddesi )Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/1. maddesi ) TMK.'nın 331. maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.Somut olayda, davalının sosyal ekonomik durumu araştırılmamıştır. Bu durumda, mahkemece; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davalının ekonomik ve sosyal durumu gerekirse davalı tarafın yurtdışında ikamet ettmesi halinde adresine göre bağlı bulunulan yurtdışı temsilcilikler (konsolosluk) aracıda kılınılarak tam ve sağlıklı olarak araştırılarak saptanmalı ve müşterek çocuğun ihtiyaçları, yaşı, eğitimi için gerekli olan ve davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.