Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5943 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13302 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2014NUMARASI : 2012/313-2014/36Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; davaya konu fabrikada elektrik abonesi olan müvekkilinin talebi ile davalı şirket çalışanları tarafından trafoda güç arttırımına gidildiğini, daha sonra trafoda bulunan sigortanın bozulduğu ve gerilim trafosunun patladığını, davalı tarafından arıza tespiti ve onarım yapıldıktan sonra 2012/7.döneme ait 72.437,20TL fatura ile, re'sen 50.582,45TL ek tahakkuk faturası düzenlendiğini, muhtemelen sadece mayıs ayındaki tüketimin bir bölümünün haziran ayına yansıtıldığı yüksek fatura üzerinden hesaplandığı re'sen tahakkuk faturası nedeniyle Temmuz 2012 döneminde fazladan 50.000TL elektrik bedeli ödemek zorunda kaldıklarını iddia ederek şimdilik 300TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesi ile; davalının kendi kusurundan kaynaklı kaza sonucu gerekli ihtaratların yapıldığı, buna rağmen kullanılan usulsüz enerji nedeniyle davacı hakkında fatura düzenlendiği, davacının trafoda meydana gelen patlama sonucu ve öncesinde vuku bulan arızalar nedeniyle 10.06.2012-16.07.2012 arası enerji kullandığı halde faturalandırılmadığı, davalının da bu dönem için tarifeler ve yönetmeliklere uygun fatura düzenlediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; bilirkişi raporu dikkate alınarak 37.188,31 TL’lik talebinin kabulüne, kabul edilen miktarın 10.08.2012 ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında; olayda abonelikte montajlı trifaze sayacın gerilim trafosunun patlamış olduğu, o faz üzerinden tüketilen enerjinin ölçülmemiş, bir fazı arızalı sayaçtan geçen enerjinin doğru kaydedilmemiş olduğunun tespit edildiği, bu bağlamda davalı kurumun zarara uğradığı gerekçesi ile davacıya haklı olarak ek tüketim tahakkuku yapıldığı belirtildikten sonra davacının sorumlu olduğu miktar Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 'kaçak elektrik enerjisi tüketimi' başlıklı 13. maddesi ile Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 622 sayılı Kurul kararı göz önünde bulundurularak hesaplanmıştır.Oysa somut olayda; davacı şirket aleyhine düzenlenmiş kaçak elektrik kullanımına ilişkin bir tutanak olmadığı gibi, davalı kurum tarafından da davacının kaçak kullandığına ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; abonelikte montajlı trifaze sayacın gerilim trafosunun patlamış olduğu, o faz üzerinden tüketilen enerjinin ölçülmemiş olduğu tespit edilmiştir.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 20.maddesinde; sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde nasıl hesaplama yapılacağı ve fark tahakkuk ettirileceği düzenlenmiştir. Buna göre; ''a) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın elektrik sayaçları tamir ve ayar istasyonlarında teknik olarak tespit edilmesi durumunda söz konusu tespit dikkate alınarak,b) (a) bendinde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa sayaç doğru çalışır duruma getirildikten sonra müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılır ve fark tahakkuk ettirilir.Tahakkuka esas süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamaz.''O halde mahkemece yapılacak iş; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin ve Kurul kararlarının uygulanması ve teknik konuda uzman olan önceki bilirkişiden farklı bir bilirkişiye dosyanın tevdii ile; davacının borcunun yeniden hesaplatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.