MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin Süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı noter huzuruyla satın aldığı aracın çalıntı olduğunun anlaşılması nedeniyle uğradığı zararın tazminini istemiştir. Davalı Noter vekili cevap dilekçesinde; satışın noterlik mevzuatına uygun olarak yapıldığını, üçüncü şahısların ağır kusurlu eylemi ve iğfal kabiliyeti olan belgelerle sorumluluk için gerekli olan illiyet bağının kesildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalı noterin, satış işlemi için sunulan tescil belgesi ile motorlu araca ait ilişik kesme belgesindeki tarihlerin farklı olmasına rağmen gereken özeni göstermeyerek satış işlemini yaptığı, davacının ise gazetede gördüğü ilanı aramasına ve ilk kez tanıştığı kişilerden araç almasına rağmen belgelerde yazılan bilgilerin araçta yer alan bilgilere uygunluğunu denetlemediği, bu nedenle davacının da bölüşük kusurlu olduğu gerekçesiyle talep edilen tazminattan yarı oranında indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, 1512 Sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesi uyarınca kusursuz sorumlu olan davalı noterin, mahkemenin de kabulünde olan ek (munzam) kusuru, sorumluluğunu ağırlaştırmaktadır. Bu nedenle ek kusuru bulunan davalı noterin, ek kusuru bulunmayan diğer kusursuz sorumlulara ve bu arada davacıya göre daha ağır bir tazminat sorumluluğuna tabi tutulması zorunludur.O halde, mahkemece; kusursuz sorumlu olan davalı noterin ek kusuru gözetilerek, davacının bölüşük kusuru nedeniyle talep edilen tazminat tutarından daha makul bir düzeyde indirim yapılmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek oranda indirim yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.