Dava dilekçesinde 2.000.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili ile müdahalenin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, tarafların müşterek malik oldukları taşınmazın davalı tarafından kullanılması nedeniyle 21.10.1999-4.6.2003 tarihleri arası için 2.700.000.000 lira ecrimisilin tahsili istenilmiş, mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 1.155.000.000 lira ecrimisilin tahsili cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delilerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı ve davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, tarafların dava konusu taşınmaza müşterek malik olduktları çekişme konusu değildir. Kural olarak, bu tür mülkiyete tabi taşınmazlarda bir malikin taşınmazı kullanan diğer malikten ecrimisil talep edebilmesi için taşınmazdan yararlanma istemini karşı tarafa iletmiş olması gerekir, buna "intifadan men şartı" denilmektedir. İntifadan men şartının gerçekleşmesi de ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğini davalı paydaşa bildirmiş olmasına bağlıdır. İntifadan men şartının gerçekleştiği tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Bu koşul dava şartı niteliğinde olduğundan gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece re'sen araştırılarak saptanması gerekir. Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre; davacının bu iradesini 24.3.2003 tarihli ihtarname ile davalıya ulaştırdığı anlaşılmaktadır. Talep ve dava edilen ve mahkemece işgalin başlangıcı olarak kabul edilen 1.1.2002 tarihinden önce davacının davaya konu taşınmazdan yararlanmak istediği halde, davalının buna mani olduğu hususu ispat edilmiş değildir. Mahkemece de bu husus araştırılmamıştır. Mahkemece, yukarıda belirtilen kural ve ilkeler ışığında; tarafların gösterdikleri tüm deliller toplandıktan sonra hasıl olacak şekilde ihtarnameden önce kullanım iradesi engellenmiş ise bu tarih, aksi halde ihtarnamenin tebliğ tarihi olan (24.3.2003) esas alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeyle sonuca gidilmesinde isabet görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.5.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.