Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5890 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 503 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalılar vekili Av. ... ile aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. .........geldi. Gelen taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin karara bağlanması için belirlenen güne dosyanın bırakılması uygun görüldü. Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkiline ait taşınmazın ....357,01 m²lik bölümünün yaklaşık on yıldır davalılar tarafından otopark olarak kullanıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ....06.2003 ila ....06.2004 dönemi için ve dönem sonu olan ....06.2004 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte 70.000 TL, ....06.2004 ila ....06.2005 dönemi için ve dönem sonu olan ....06.2005 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte ....000 TL, ....06.2005 ila ....06.2006 dönemi için ve dönem sonu olan ....06.2006 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte ....000 TL, ....06.2006 ila ....06.2007 dönemi için ve dönem sonu olan ....06.2007 tarihi itibariyle i??leyecek yasal faizi ile birlikte ....000 TL, ....06.2007 ila ....06.2008 dönemi için ve dönem sonu olan ....06.2008 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte ....000 TL olmak üzere toplam 74.000 TL nin tahsilini talep etmiş, 08.08.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de müddeabihi 63.573 TL ecrimisil, ....528 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 81.101 TL'ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen ecrimisilin zamanaşımına uğradığını, öte yandan müvekkili ... .......Ticaret AŞ (........)’nin dava konusu taşınmaz üzerinde dava dışı kişiler ile imzaladığı kira sözleşmeleri uyarınca iyiniyetli zilyet olduğunu, zira taşınmazı kendisine tahsis edildiği şekliyle kullandığını, diğer müvekkili ... Trafik Vakfının ise bağımsız bir tüzelkişiliğe sahip olup taşınmaz üzerinde herhangi bir şekilde zilyetliği bulunmadığını, bu nedenle davanın müvekkili ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle, müvekkili ........yönünden ise ecrimisil talebi için gerekli şartların oluşmaması nedeniyle reddini savunmuştur Davacı vekilinin ıslah dilekçesi vermesi üzerine de 07.09.2012 tarihli dilekçesi ile de ıslah tarihinden önceki ecrimisile karşı zamanaşımı definde bulunmuştur. Mahkemece; davaya konu taşınmazın ....357,01 m²lik bölümünün davalılar tarafından dava dışı kişiler tarafından kiralanan taşınmazlarla birlikte otopark olarak kullanıldığı, bu nedenle davacının davalılardan talep edebileceği ecrimisili hesaplayan .... bilirkişi kuruluna ait (....07.2012 tarihli) raporun yerinde ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle; davanın ve ıslah talebinin kısmen kabulüne, ....06.2003 – ....06.2004 dönemi için 27.973 TL asıl alacak ve ....528 TL işlemiş faiz, ....06.2004 – ....06.2005 dönemi için ....000 TL, ....06.2005 – ....06.2006 dönemi için ....000 TL, ....06.2006 – ....06.2007 dönemi içi ....000 TL, ....06.2007 – ....06.2008 dönemi için 32.600 TL olmak üzere toplam 81.101,00 TL nin 63.573 TL asıl alacak yönünden dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, ........1950 gün ve .../... sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “Başkasının gayrimenkulünü haksız olarak zapt edip kullanmış olan kötü niyetli kimsenin o gayrimenkulü haksız olarak elinde tutmuş olmasından doğan zararları ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereleri tazminle mükellef olduğu” sonucuna varılmıştır.Nihayet ........1958 gün ve .../... sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararı ile de ecrimisil, tazminat olarak nitelendirilmiştir. Bu kararın gerekçesinde ecrimisil davalarının Türk Kanunu Medenisi’nin 908. maddesine (TMK. md. 995) dayanan bir tazminat davası olduğu belirtilmiştir. Bu tür davalarda hâkim, gerçek ecrimisil miktarını tayin ve tesbit edebilmek için resen hareket etmek zorundadır. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde; öncelikle taraflardan emsal göstermeleri istenmek suretiyle benzer yerlerin kira sözleşmeleri getirtilmeli, sonrasında bilirkişi kurulu ile birlikte davaya konu taşınmaz ve emsaller incelenmeli, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak dava konusu ilk dönemde arsa olarak serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara ..... tarafından yayımlanan ..... artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılmalıdır. Mahkemece, davacı tarafça talep edilebilecek olan ecrimisil miktarının tespiti için üç ayrı bilirkişi kurulu marifetiyle dava konusu taşınmaz başında keşif icra edilmiş ve sonuç olarak .... bilirkişi kurulunca hazırlanan ....07.2012 tarihli rapor esas alınarak karar verilmiştir. Ne var ki hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda açıklanan dairemiz uygulamasına aykırı olarak hazırlandığından hüküm vermeye yeterli değildir. Zira, bilirkişi kurulu; davaya konu taşınmazın Haziran 2003 tarihindeki değerini hesapladıktan sonra, kirayı oluşturan masraflar olan emlak vergisi ile belirli kar oranı kavramlarının ortalama oranı olarak % ...,... oranını belirlemiş ve akabinde taşınmazın değerine bu oranı uygulayarak ilk yılın ecrimisilini tespit etmiş, sonraki yıllara ise ..... oranlarını uygulayarak ecrimisil hesabını yapmıştır. Bu şekilde hazırlanan raporun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.Bundan ayrı, hukukumuzda kural olarak kısmi dava açılması mümkündür. Ne var ki, kısmi dava açılması halinde, alacağın yalnız dava konusu edilen kısmı için zamanaşımı kesilir, dava dışı kalan kısım hakkında zamanaşımı kesilmez.25.05.1938 tarih ve 29/... sayılı İçtihatları Birleştirme Kararına göre, ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar..Somut olayımızda, davacı vekili 08.08.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile müddeabihi artırmıştır. Davalı taraf ise, 07.09.2012 tarihli dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş olup davacı vekili bu savunmaya karşı koymamıştır. Bu durumda, mahkemece; davalının zamanaşımı definin geçerli olduğu gözetilmesi ve değerlendirilmesi gerekirken, bu defi değerlendirilmeden hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ... duruşmasında vekili aracılığı ile temsil edilen davalılar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekâlet ücretinin davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 08.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.