Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5880 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5026 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkilinin anlaşmalı boşandıklarını; tarafların müşterek ... çocuğunun velayetinin davalı anneye verildiğini; çocuklar için aylık 750,00'şer TL'den toplam ....500,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; boşanmadan sonra müvekkilinin mali sıkıntı içine girdiğini ve davalı annenin de işe girerek düzgün bir gelir sahibi olduğunu belirterek; toplam ....500,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 750,00 TL'ye indirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek 750,00'şer TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere her bir çocuk için 400,00'şer TL'ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanununun 176/... hükmü gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde hükmedilen nafakanın azaltılmasına karar verilebilir. Aynı yasanın 331. maddesi uyarınca durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Bu bağlamda; iradın azaltılması için ya tarafların mali durumunun değişmesi ya da hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekir. Nafaka iradı tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebilir. Sözleşenler eğer gelişmeleri baştan kestirebilselerdi, sözleşmeyi bambaşka koşullarla kurmuş olacakları söylenebiliyorsa ve beklenmeyen gelişme yüzünden sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla olduğu gibi katlanmak taraflardan biri için özveri sınırının aşılması anlamına geliyorsa, nihayet, yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemiyorsa, sözleşmeye hakimin müdahalesi gündeme gelir. O nedenle, işlem temelinin çökmesi veya tarafların mali durumlarının değişmesi irat şeklinde ödenmesine karar verilen nafakanın azaltılmasını gerektirebilir. Ancak sözleşmeyle kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın aradan çok az bir zaman geçtikten sonra indirilmesi isteminde bulunmak, hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arz edebilir. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü protokolle üstlenen kişinin sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması ya da azaltılması yönünde talepte bulunması da iyi niyet, doğruluk; dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Çünkü kendi kusuru ile mali imkanlarını zorlayan tarafın TMK'nın .... maddesinden yararlanması söz konusu olamaz. Somut olayda dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerden; tarafların 28.06.2010 günü kesinleşen karar ile "anlaşmalı olarak" boşandıkları; davacının ....07.2010 tarihinde yeniden evlendiği; eldeki nafaka indirim davasını bir yıl sonra ....06.2011 günü açtığı; davacının ortağı olduğu şirketin ....03.2012 tarihinde eldeki davanın açılmasından ... ay sonra tasfiyeye girdiği, davacının ortağı olduğu şirketin tasfiyesinden sonra halihazırda ütü paket şefi olarak çalışmaya başladığı, davacının murisinden ... dairenin miras kaldığı; bu dairelerden ikisinin kirada olduğu, davalının ise aylık ....000,00 TL gelirle çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde olay değerlendirilip, uyarlama koşullarının bulunmadığı gözetilmeden, davanın reddi yerine yanılgılı değerlendirme sonucu kısmen kabulü cihetine gidilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.