Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5876 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4322 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE ...(AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, ... adet 80 gram ... ayar altın takı seti; ... adet her biri ... gram ağırlığında toplam 90 gram ... ayar altın burma bilezik, ... adet ... gram ağırlığında ... ayar altın küpe, ... adet ... gram ağırlığında ... ayar altın yüzük olmak üzere toplam 179 gram ziynet eşyasının aynen iadesini, mümkün değilse bilirkişi raporu ile belirlenecek bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacıyı bir akraba düğününe götürdüğünü, davacının o tarihten sonra müşterek haneye dönmediğini, davacının evden ayrılırken ziynetleri beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilerek; ....853,00 TL ziynet bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, iadesi mümkün değilse bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun .... maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden kimseye düşer. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.Bu bağlamda kural olarak davacı kadın, dava konusu ettiği ziynet eşyalarını varlığını ve evden ayrılırken bunların zorla elinden alındığını, ziynetlerin müşterek hanede ya da davalıda kaldığını ispat etmek zorundadır. Zira; olağan olan ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.Dosyadaki bilgi ve belgelerden;tarafların ........2007 günü evlendikleri; davacının, 24.....2008 tarihli dava dilekçesi ile boşanma, altınların iadesi, ....000,00 TL maddi; ....000,00 TL manevi tazminat, 500,00 TL tedbir nafakası isteminde bulunduğu; mahkemece; ziynetlerin iadesine ilişkin talebin tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyalarının halen davalının elinde olduğunu ileri sürmüşse de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Bununla birlikte davacı, delil listesinde “her türlü kanuni delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.