Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5850 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19757 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ORTACA 1. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 13/06/2014NUMARASI : 2014/51-2014/188Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların birlikte yaşadıklarını, davalı(koca)nın oğlu ve gelini tarafından, davacı(kadın)a karşı hakaret, fiziksel şiddet uygulanıldığı, aç bırakıldığı ve bu halde hayvan otlatmaya gönderildiği; davalının, oğlu ve ailesinin bu davranışlarına sessiz kaldığı, müşterek konuttan davalının oğlu ve ailesi tarafından fiziksel şiddet uygulanarak kovulduğunu ileri sürerek; davacı lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının, davadışı kişiler tarafından şiddet gördüğünü iddia ettiğini, davalının böyle bir eyleminin söz konusu olmadığını; davalının, tarım ve hayvancılık işi ile uğraşması nedeniyle, davacının, kendisine destek olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu; davacının eve dönmesi için ikna etmeye çalıştığını ve kendisine atfedilebilecek kusur bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacının kusursuz olduğu, boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacı lehine dava tarihinden itibaren aylık 150,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın, 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarında; davacının ev hanımı olup, başka bir gelirinin bulunmadığı, ablasının yanında yaşadığı; davalının ise, 1.000 ila 1.200TL arasında emekli maaşının bulunduğu ve kendisine ait evde oturmakta olduğu anlaşılmıştır.O halde, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının gelir düzeyi ile, birlikte yaşarken davalının eşine sağlamış olduğu yaşama standardı, nazara alınarak; davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken; davacı kadının ihtiyaçları ve davalının geliri ile uygun olmayacak şekilde az nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.