Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5839 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11692 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KOCAELİ(KAPATILAN) 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 24/02/2014NUMARASI : 2012/255-2014/53Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin maliki ve elektrik abonesi olduğu iş yerini kullanmadığını, en son kiracısının da 2008 yılında iş yerini tahliye ettiği o tarihten itibaren boşalan iş yerinin 15/05/2012 tarihinde yeni bir kiracıya kiralandığını, kiracı tarafından aboneliğin devir işlemleri sırasında sayacın kontrol edildiğini, yıllarca tahakkuku yapılmayan ancak her okuma döneminde okunan endekslerle ilgili yüksek miktarda faturalar kesildiğini tespit ettiklerini, davalıya yapılan başvuru neticesinde sayacın teste tabi tutulduğunu ve neticede sayacın besleme devresinin arızası olduğunun tespit edildiğini, iş yerinin Ekim 2008- Nisan 2010 tarihleri arasında hiç kullanılmadığını, kullanılmayan dönemde tahakkuk ettirilen faturanın yeni kiracı adına tahakkuk ettirildiğini, kiracının bu borçtan sorumlu olmaması gerektiğini belirterek kuruma yaptıkları itiraz üzerine bu işlemi iptal ederek davacı adına borç tahakkuk ettirildiğini, faturanın gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin borçtan sorumlu olduğu kabul edilse dahi gerçekte tüketilen elektriğin faturalandırılması halinde en fazla 500-550 TL olacağını ileri sürerek; 10.500,00 TL lik kısım için borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; davacının iş yerinin boş olduğu dönemde elektrik tüketiminin olduğunun yapılan tespitle belirlendiğini, sayaç muayenesindeki besleme devresinin arızalı olmasının endeksleri etkilemediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacının kendi dükkanında abonesiz elektrik kullanımına sebebiyet vermesi nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında; dava konusu bedellerin hangi usullere göre hesaplandığı ayrıntılarıyla açıklanmadığı gibi, bilirkişi tarafından da açıklayıcı ve ayrıntılı bir hesaplama yapılmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, içeriğinin ayrıntılı ve açıklayıcı olmaması nedeniyle hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli görülmemiştir.Buna göre; mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine verilerek, dava konusu bedellerin nasıl belirlendiğine dair tüm bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması sağlanarak, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacıdan isteyebileceği bedeller hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, davalı itirazlarını da karşılayacak şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır.Bundan ayrı ;mahkemece itibar edilen bilikişi raporunda; davacıdan talep edilen bedele, ne kadar kayıp-kaçak, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmeti bedelinin ilave edildiği hususunda bir açıklık yoktur.Kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen HGK'nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile kaçak kullanılan elektrik bedellerinin abonelerden tahsili yoluna gitmenin, hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmayacağı; öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflığın; hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı,Gerekçeleriyle; kayıp-kaçak bedelinin faturalara yansıtılmasının hukuka uygun olmadığına karar verilmiştir.Dairemiz tarafından kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen HGK'nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararındaki ilkeler benimsenerek, kayıp-kaçak bedeli yanında, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin de dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonelerinden alınamayacağına karar verilmiştir.Buna göre; temyiz edenin sıfatı gözönüne alınarak, mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, davacıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedellerinin tahsil edilemeyeceği kabul edilip; dava konusu bedel içinde yukarıda anılan bedellerin ilave edilip edilmediği, ilave edilmiş ise ne kadar ilave edildiği hususunda bilirkişi heyetinden, açıklanan husus gözetilerek, rapor düzenlemesinin sağlanması ve oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.