MAHKEMESİ : GÜLŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/09/2013NUMARASI : 2012/427-2013/276Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkili hakkında davalı tarafından, usulsüz elektrik kullandığı gerekçesiyle 24/10/2011 tarihinde Z/00011365 ve Z/00011364 nolu faturalar düzenlendiğini, Z/00011365 kod no.lu faturanın .. Çiftçi Malları Koruma Başkanlığına ait tarımsal sulama tesisine ait olduğunu, bu tesise ait sulama pompasından kullanılan enerjinin, davacı belediyeye ait olan içme suyu tesislerinde bulunan sayaçlardan geçtiğini, tamamen yasal bir şekilde kullanılan bir enerji tüketimi olduğunu, belediyeye ait içme suyu tesislerinin abone no.sunun 8360004 olup, bu abone numarasının Medaş'a hiçbir borcunun bulunmadığını, Medaş'ın elindeki tekel hakkını kötüye kullanarak düzenlediği usülsüz faturayı tahsil etmek amacıyla, belediyenin halka içme suyu sağlayan tesislerindeki elektriği kesmek istediğini, davalı Medaş tarafından düzenledikleri bu iki fatura ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunduklarını, suç duyurusuyla ilgili olarak Gülşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma neticesinde takipsizlik kararı verildiğini, bu durumlara rağmen Medaş'ın hiçbir gerekçe göstermeden içme suyunun elektriğini keseceğini beyan ettiğini, Z/00011364 no.lu faturanın da davacı belediyeye ait eski içme su kuyusuna düzenlendiğini, buradaki içme su kuyusunun 1998 yılında açıldığını, bu su kuyusuna elektrik abonesi alımı için o dönem Tedaş İl Müdürlüğüne müracaat yapıldığını, müracaat yapıldıktan sonra belirli bir dönem buradan su alındığını, Sağlık Bakanlığı İl Müdürlüğünün yaptığı inceleme neticesinde, sudaki arsenik oranının yüksek olması, insan sağlığı bakımından sakıncalı olması sebebiyle kullanılmasına izin verilmediğini, o tarihten sonra bu suyun kullanılmadığını, bu durumun jandarma tutanağı ile sabit olduğunu, bu sulama kuyusunda da sayacın mevcut olduğunu, hiç kullanılmamasına rağmen Medaş tarafından elektrik abonesi olmadığı gerekçesiyle kaçak elektrik kullanmış gibi fatura düzenlediğini, bu kuyunun 1998 yılında yapıldığını ve o tarihte abonelik için gerekli tüm işlemlerin yapıldığını, davalı kurum tarafından haksız ve yersiz olarak elektrik kesilmesi halinde .. Kasabası halkının susuz kalacağını ve halkı mağdur edeceğini ileri sürerek; 24/10/2011 tarihinde Z/00011365 ve Z/00011364 kod no.lu fatura içeriklerinin iptali ile, davacı belediyenin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; davacı belediyenin kaçak elektrik tespit tutanaklarında belirtildiği şekilde abonesiz kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davacının 24/10/2011/ Z-00011364 gün ve kod numaralı faturadan dolayı 67.945,54 TL, 24/10/2011/ Z-00011365 gün ve kod numaralı faturadan dolayı 43.009,77 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece yaptırılan keşif sonucu elektrik mühendisi bilirkişiden aldırılan 07.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda, davacı hakkında düzenlenen 1. Kaçak/Usulsüz elektrik kullanım tutanağındaki davacı eyleminin kaçak veya usulsüz elektrik kullanımı olmadığı, Z/00011364 nolu fatura nedeniyle 54.627,12 TL borçlu olduğu, 2. Kaçak/ Usulsüz elektrik kullanım tutanağındaki davacı eyleminin kaçak değil usulsüz elektrik kullanımı olduğunu, davacının ödemesi gereken bedelin sayaç süzme ise sadece 76,50 TL usulsüz elektrik kullanım cezası olduğunu, sayacın süzme olmaması halinde 76,50 TL'si usulsüz elektrik kullanım cezası olmak üzere Z/00011365 nolu fatura nedeniyle 32.232,82 TL borçlu olduğunu belirtmiştir.Hükme esas 30.05.2013 tarihli elektrik mühendisi bilirkişiden aldırılan bilirkişi raporunda; davacının Z/00011364 nolu faturasının bağlı olduğu sayaç üzerinden abonesiz olarak kaçak elektrik kullandığını ve bu faturanın 15.251,27 TL olması gerektiğini, yine Z/00011365 nolu faturanın bağlı sayaç üzerinden abonesiz olarak kaçak elektrik kullandığını ve bu faturanın da 7.555,41 TL olması gerektiğini, davacının toplam borcunun 22.806,68 TL olduğunu belirtmiştir.HMK'nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Hükme esas alınan 30.05.2013 tarihli bilirkişi raporu ile 07.12.2012 tarihli bilirkişi raporu arasında çelişki olup, mahkemece, raporlar arasındaki çelişki giderilmemiştir.Bu durumda mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dava dosyasının önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak ve elektrik tüketim hesabı konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna verilerek, dosyadaki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek ve tarafların itirazlarını da karşılayacak şekilde, davaya konu kaçak tespit ve tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak, davalı kurum tarafından istenebilecek bedelin hesaplattırılması suretiyle, denetime elverişli bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlardan ikincisine dayanılarak ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı geretirmiştir.Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.