Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5828 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12519 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KUŞADASI 1. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 20/02/2014NUMARASI : 2013/219-2014/99Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı belediyenin 2907 numaralı su abonesi olduğunu, 2008 yılı 5. ve 6. aylarına ilişkin fatura ile 20.138,90 TL su borcu olduğu iddiasıyla müvekkili hakkında Kuşadası İcra Müdürlüğünün 2009/7379 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını,müvekkilinin borca itiraz ettiğini, ancak müvekkilinin itirazının süresinde olmadığından dolayı menkul-gayrimenkul mallarına, banka hesaplarına haciz konulduğunu, daha sonra icra dosyası takipsiz bırakıldığından müvekkilinin hacizleri kaldırdığını, dosyanın her an yenilenerek tekrar takibe devam edilmesi söz konusu olduğundan dolayı menfi tespit davası açmak zorunda kaldıklarını, tapuda müvekkili adına tescilli olan .. Mah. .. Sok. No:2 adresindeki .. Pansiyon ünvanlı işyerinde müvekkilinin dava konusu aboneliğinin bulunduğunu, müvekkilinin 2000 yılında pansiyonu kapattığını, yıllardır boş olan işyerinde su tüketmediği halde Belediye tarafından su borcu tahakku ettirildiğini, pansiyonun kapanışı verildikten sonra müvekkilinin kullanmadığını ve kiraya vermediğini, yaşlı olduğundan dolayı pansiyon olarak işletmediğini, ileri sürerek davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespit edilerek İİK 72. maddesi gereğince icra takibinin iptaline, müvekkilinin dava esnasında icra dosya borcunu ödemek zorunda kalması halinde ödenen paranın ve mahkeme masraflarının tarafına ödenmesine karar verilmesini, davalı tarafın icra takibini haksız ve kötüniyetli olarak yaptığı anlaşılacağından takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; takibe konu su ücretinin uzman kişilerce belirlendiğini, takip dosyasının takipsiz bırakılmasından dolayı menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 den az olamamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Mahkemece; davalı belediye tarafından tanzim edilen eksiltme fişinden davacı adına tahakkuk ettirilen borcun mükerrer tahakkuk ettirildiği, icra dosyasının bir yıl süre ile işlem yapılmaması sebebiyle işlemden kaldırıldığı, davada karar verilmesini gerektirecek hususun mevcudiyetini yitirdiği, bu sebeple karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesis edilmesi gerektiği, ancak davalı belediye tarafından yapılan yanlış işleme dayanak icra takibi başlatılması nedeniyle davaya sebebiyet verildiğinden, davacı lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekeceği, gerekçesiyle, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet ; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Somut olayda; her ne kadar mahkemece davacının aboneliğinin mesken aboneliğine ilişkin olduğu gerekçesiyle uyuşmazlığa tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmiş ise de, gerek dava dilekçesinde gerekse de davacı tarafın temyize cevap dilekçesinde, dava konusu aboneliğin bulunduğu yerin davacı tarafından pansiyon olarak işletildiği ve bu işyeri için dava konusu aboneliğin tesis edilmiş olduğu belirtilmiştir. İcra takip dosyasındaki abonelik senedinde .. Pansiyon ibaresinin bulunduğu buna karşın dosya içerisindeki abonelik senedinde pansiyon ibaresinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki dava konusu yere ilişkin tesisat endeks dökümünde tarifenin ticarethane olduğu anlaşılmaktadır.Yine davacı tarafından dava konusu abonelikteki sayacın sökülmesi talebini içeren dilekçesinde yerin pansiyon olduğunun belirtildiği görülmektedir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.O halde, mahkemece; öncelikle taraflar arasındaki dava konusu abonelik hakkında gerekli inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle, gerekirse taraflardan bu husus açıklattırılarak, aboneliğin davacının işyerine (pansiyonuna) mı, yoksa meskenine mi ait olduğu tartışmasız bir şekilde tespit edilmelidir.Dava konusu aboneliğin davacının işyerine (pansiyonuna) ait olduğunun tespit edilmesi halinde, davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.