MAHKEMESİ : BAKIRKÖY(KAPATILAN) 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 13/02/2014NUMARASI : 2012/168-2014/45Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalının iş yeri abonesi olduğunu, sözleşme gereğince tahakkuk eden 160.801,14 TL borcunu ödemediğini, aleyhine başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalının borcu nedeni ile sayaçlarının mühürlenerek kapatıldığı, davalının buna rağmen 23/01/2009, 27/01/2009 ve 30/03/2010 tarihlerinde mahallinde yapılan kontrol ve denetimlerde kaçak su kullandığının tespit edildiği, sözleşme ve tarife hükümleri gereğince davacının takip tarihi itibari ile davalıdan ¨24.323,38 asıl alacak, ¨4.559,35 gecikme cezası olmak üzere toplam ¨28.882,73 alacaklı olduğu, aradaki fark olan ¨96.755,00 'lik faturanın mükerrer olduğu, bu hususların birbirini teyit eden 2 bilirkişi raporu ile anlaşıldığı, aralarında abonelik sözleşmesi bulunduğundan alacağın likit olduğu, bu sebeple davalının asıl alacak üzerinden hesap edilecek icra inkar tazminatından sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.25.02.2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 1. maddesinin g. fıkrası ile 2560 sayılı Kanun kapsamında kalan idarelerin, vadesi 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde, bu kanunun yayınlandığı tarih itibariyle ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakları hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı açıkça belirtilerek, aynı kanunun 18. maddesi hükmü gereğince borçluların bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları ve belirtilen şartları yerine getirmeleri yönünde hak tanınmış ve böylece borcun yeniden yapılandırılması yönünde bir düzenleme getirilmiştir. Somut olayda da, davacı tarafından davalı aleyhine su tüketiminden dolayı ödenmeyen borçların tahsili talep edildiğinden, bu yöndeki talebin 6111 sayılı kanun kapsamında kaldığı açıktır.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davalının 6111 sayılı yasa uyarınca yapılandırma talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca davalı vekili temyiz dilekçesinde, davalının dava konusu borcu yapılandırıp ödediğini bildirmiştir.Buna göre; mahkemece, davalının dava konusu borç hakkında, 6111 sayılı kanun hükümlerinden faydalandırılıp faydalandırılmadığı hususunda tarafların delilleri de toplanarak, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.