MAHKEMESİ : ALAŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/03/2014NUMARASI : 2013/183-2014/77Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davacının olay tarihinde 5 ton saman yüklü kamyonu ile birlikte seyir halindeyken .. mevkiinde davalı elektrik şirketinin çektiği tellerin alçaklığı ve elektrik tellerini taşıyan direkler arasındaki mesafenin olması gerekenden fazla olması nedeniyle aracında taşıdığı samanların tellere temas etmesi neticesinde aracın ve samanların kül olduğunu, tüm sermayesini yitirdiğini, Alaşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/6-7 D.iş dosyasıyla yapılan tespitte davalının tam kusurlu olduğunun, davacının ise kusursuz olduğunun ispatlandığını belirterek aracın yanmasından dolayı 15.000,00 TL, 5000 kg saman nedeniyle 4.000,00 TL olmak üzere toplam 19.000,00 TL maddi tazminata olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; delil tespiti raporunun mevzuata uygun olmadığını, enerji nakil hattına ilişkin bir kusur olmadığını, asıl kusurun davacıda olduğunu, davacı aracının yüksekliğinin yasal yükseklikten çok fazla olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; Alaşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/6-7 D. İş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporu ile iş bu dava dosyasında yapılan keşif, keşifte dinlenen tanık anlatımı ve kusura ilişkin olarak elektrikçi bilirkişinin yönetmeliğe aykırılığa dair beyanı nazara alınarak davalı elektrik dağıtım şirketinin çektiği tellerin alçaklığı ve elektrik tellerini taşıyan direklerin arasındaki mesafenin olması gerekenden fazla olması nedeniyle davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle 18.500,00 TL tazminatın 02/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava dilekçesinde; Alaşehir İşletme Başmühendisliği davalı taraf olarak gösterilmiş ise de; dosyaya vekaletnameyi .. Elektrik Dağıtım Şirketi vermiş, husumeti benimseyerek vekili davada temsil etmiştir. Dava açılırken temsilcide hata yapılmış ise de diğer temsilci husumeti benimseyerek yargılamada temsil ettirdiğinden temsilcide bu yanılma düzeltilmiştir.Davada, kusursuz sorumluluğa dayalı tazminat talep edilmektedir.Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur. Bu sorumluluk türü tehlike sorumluluğu olarak da isimlendirilmekte olup, sorumluluk türlerinin en ağırını oluşturur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır(Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).Dosyanın incelenmesinde; hükme esas alınan Alaşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/6-7 D. İş sayılı delil tespiti dosyasındaki elektrik bilirkişi raporuna göre; Elektirk tellerinin yerden düşey yüksekliğinin gerekli emniyet mesafesinin sağlamadığı, bu nedenle kamyon geçerken elektrik tellerine temas etmesi neticesinde samanların alev aldığı ve yandığı, düşey mesafenin 7.00 m olması gerekirken 5.5 m olduğu, tellerden bir tanesinin daha da alçakta olduğu, zemine kazık çakılarak sabitlendiği, elektrik yönetmeliğine aykırı olduğunu, davacının kusurunun bulunmadığı, TEDAŞ'ın kusurlu olduğu, iki direk arası mesafenin 50,00 m olması gerekirken daha fazla olduğu tespit edilmiştir.Mahkemece yargılama sırasında keşif neticesinde alınan elektrik bilirkişi raporuna göre ise; yolun üzerinden geçen hattın yolun dışında ve her iki tarafında telin birine bağlı halatlarla yere bağlanmak suretiyle gerdirilerek yol üstüne gelen kısmın yukarıda kalması temin edilmeye çalışıldığı, bu durumun yönetmeliğe aykırı olduğu, yol üzerinden geçen hattın yerden yüksekliğinin en az 5.5 m olduğu ve bu mesafenin Kuvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği'ne uygun olduğu belirtilmiştir. Bu şekilde elektrik bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu ve çelişki giderilmeden delil tespiti dosyasında rapora göre hüküm kurulduğu görülmektedir.Ayrıca; yanan saman zararına ilişkin sadece delil tespiti dosyasında konusunda uzman olmayan makina mühendisi bilirkişiden rapor alındığı ve raporun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.O halde mahkemece; farklı sonuçlar içeren bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın yeniden konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kuruluna tevdi ile çelişkiyi giderecek nitelikte rapor alınıp, davacının kamyonda 5000 kg saman taşıdığını beyan ettiğine bu miktardaki samanın yanan araca yüklenmesinin kurallara uygun olup olmadığı da araştırılıp davacıya kusur izafe edilip edilmeyeceği belirlenmeli, yanan samanın zarar miktarına ilişkin uzman bilirkişiden rapor alınmalı, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.