Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5789 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19865 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 22/04/2014NUMARASI : 2013/719-2014/325Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/49 Esas 1999/611 Karar sayılı boşanma ilamıyla müşterek çocuk Hakan adına hükmedilen 100,00 TL iştirak nafakasının; değişen koşullar ve ihtiyaçlar nazara alınarak, aylık 3.000,00 TL'ye çıkartılmasına, her yıl tefe, tüfe oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen miktarın yüksek olduğunu, müşterek çocuk için harcamalar yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 100,00 TL olan iştirak nafakasının 800,00 TL'ye çıkartılmasına, her yıl tefe, tüfe ortalamasında artırılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk Hakan'ın 1997 doğumlu ve kolej öğrencisi olduğu; davalının ise, noter olup, aylık ortalama 15.000,00 TL gelirinin ve taşınmazlarının bulunduğu anlaşılmıştır.Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 14 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, aylık 800,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca, hükmedilen nafakanın yıllık artış oranına ilişkin yerleşmiş Yargıtay Uygulamaları gözönünde bulundurularak "ÜFE" oranında artışına hükmedilmesi gerekirken "tefe-tüfe ortalamasında" artırılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.