Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5762 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2813 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/11/2012NUMARASI : 2012/36-2012/513Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; davacı kurum yetkilileri tarafından 27.04.2008 tarihinde yapılan denetimde davalının kaçak elektrik kullandığının tespit edilerek tutanak tanzim edilmiş olduğunu, davalının abonesiz ve sayaçsız olarak tarımsal sulama yaparak kaçak elektrik kullanması nedeniyle hesaplanan kaçak elektrik bedelinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine davalı hakkında Şanlıurfa 3.İcra Müdürlüğünün 2008/3833 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının, yetkili icra dairesinin Birecik İcra Dairesi olduğundan bahisle yetkiye ve borca itiraz ettiğini ve itiraz üzerine icra takibinin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; kaçak elektrik kullanmadığını belirtmiş ve yetki ilk itirazında bulunarak takibin Birecik İcra Dairesinde, davanın da Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı öne sürülen itirazın iptali istemine ilişkindir.İtirazın iptali davasının görülebilmesi, usulüne uygun biçimde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada usulüne uygun yapılmış geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise mahkemenin yetkisine itiraz edilmese bile icra dairesinin yetkisine itiraz öncelikle incelenmelidir. (HGK 20.03.2002 gün, 2002/13-241 E.-2002/208 K.) Bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinin bulunduğundan söz edilemez. Aksinin kabulü halinde mahkemece İİK'nun 4.maddesine aykırı olarak yargı çevresinde bulunmayan icra dairesi ile ilgili bir karar verilmiş olur ki bunun kabul edilmesi mümkün değildir (Yargıtay HGK'nun 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E.-2002/208 K., 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E.-2001/311 K.sayılı kararları).Borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, itirazın iptali davasının bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir. Haksız fiile ilişkin davalarda, davacı genel hükümlere göre HMK'nun 6.maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesinde dava açabileceği gibi, HMK'nun 16.maddesine göre haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de (yetkili olduğu için) dava açabilir.Somut olayda; davacı alacaklı, kaçak elektrik tüketim bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine Şanlıurfa 3.İcra Müdürlüğünde takip başlatmış, davalı borçlu, takip sırasında yetkili icra dairesinin Birecik İcra Dairesi olduğu yönünde yetki itirazında bulunmuş, ayrıca borcun esasına da itiraz etmiştir. İcra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuş, davacı alacaklı itirazı benimsemeyerek, takibin başlatıldığı yer itibariyle Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesinde işbu davayı açmıştır. Davalı tarafından Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğü'nün yetkisine de itiraz edilmiş olduğundan mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi gerektiği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığının incelemesi gerekirken, icra dairesinin yetkisine ilişkin inceleme yapmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.