MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 4. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 04/09/2014NUMARASI : 2014/174-2014/533Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde, davalı ile Karşıyaka 1. Aile Mahkemesi'nin 2008/1232 E. 2009/618 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını ve müşterek çocuk I.. S.. için aylık 225 TL iştirak nafakası takdir edildiğini, aradan geçen süre içerisinde çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, paranın alım gücünün düştüğünü ve davalının ekonomik durumunda muazzam artış meydana geldiğini belirterek iştirak nafakasının aylık 750 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; boşanma davasından sonra maddi durumunda önemli bir atış meydana gelmediğini, davacının ekonomik durumunun kendisinden çok daha iyi olduğunu belirtmiş ve davanın reddini istemiştir.Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, müşterek çocuğun artan ihtiyaçları ve ülke ekonomisindeki gelişmeler dikkate alınarak iştirak nafakasının aylık 350 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK.nun 182.maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330.maddesinde ise, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirleneceği düzenlenmiştir.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, davacı ve davalı anne-babanın gelir durumu gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) ekonomik durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda, davalının İzmir Metrosunda tren sürücüsü olarak çalıştığı ve işyerinden gelen yazı cevabına göre aylık brüt ücretinin 2.300,00 TL civarında olduğu, kendisine ait evde ikamet ettiği belirlenmiş olmakla birlikte, davacının sosyal ve ekonomik durumunun tespit edilmediği ve mahkemece yalnızca davalının sosyal ekonomik durumu göz önüne alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece; davacının sosyal ve ekonomik durumu ile gelir ve giderlerinin, banka hesabı sahibi olup olmadığının, bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısının, ilgili yerlere yazı yazılmak ve kolluk vasıtası ile araştırma yapılmak sureti ile ayrıntılı olarak tespit edilmesi, gelen yazı cevaplarına göre iştirak nafakasının takdir edilmesi gerekir iken, bu şekilde davacı annenin maddi durumu hakkında ayrıntılı bir araştırma yapılmaksızın düşük miktar nafakaya hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.