MAHKEMESİ : ANKARA 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2011/871-2013/1317 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin malik olduğu Ankara ili, .. İlçesi, ..mahallesi 348 ada 1 parsel 1 no.lu bağımsız bölüm niteliğindeki mesken ile ilgili su abonelik işlemini tesis etmek üzere davalı kuruma müracaat ettiğinde, kendisinden 5.000 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini, ancak bu talebin yasal dayanağının olmadığını, davalı kurumun tekel niteliğindeki hizmetinin sunulmasının şartı olarak ortaya koymuş olduğu bu bedelin haksız şart olarak kabulü ile kanal katılım ve şebeke hisse bedeli alınmaksızın su aboneliğinin tesisine karar verilmesini, müvekkilinin talep edilen bedelden borçlu olmadığının tespiti ile ödemesi gerekli bir bedel var ise tespit edilmesini talep ve dava etmiş, 28.11.2011 tarihli dilekçesi ile de müvekkilinin 12.09.2011 tarihinde su aboneliğini yaptırdığını, kendisinden 1.614 TL katılım bedeli ve 1.904,52 TL su teknik denetim proje geliri tahsil edildiğini, su teknik proje gelirinin yasal dayanağı olmadığın??, tahsil edilen katılım bedelinden iadesi gereken miktarın tespit edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; yapılan işlemin usül, yasa ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile, 2.976,82 TL'nin 12.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 87. ve 88. maddeleri ile bunlara paralel olan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalının yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı takdirde, tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayri menkul sahiplerinden yönetmelikte belirtilen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesislerine katılım payı isteme hakkı vardır. Ancak, bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bunun miktarının nasıl belirleneceği eldeki davada uyuşmazlık konusudur. Katılım paylarının hesabına ilişkin ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39/2. maddesinde formül bulunmakta olup formülde -T- olarak simgeleştirilen “gayrimenkulün yararlanacağı su ve kanal hattına metre/tül maliyeti”nin, yine aynı maddenin 5. fıkrasındaki uygulanacağı yılın ve Belediye Gelirleri Kanununun 89. madde/a-son cümlesindeki “Bayındırlık birim fiatlarını geçemez” ifadeleri birlikte değerlendirilerek abonelik başvurusunda bulunulan tarihteki Bayındırlık birim fiyatları üzerinden alınması ve hesabın ona göre yapılması gerekir. Hesaplanan miktarın abonelik başvurusunun yapıldığı tarihteki binanın emlak vergi beyanındaki değerinin %2'sini aşmamak kaydıyla hüküm altına alınması gerekir. Dava donusu konuta ilk kez abone olunduğu, ilk kez abone olan kişiden kanal katılım ve şebeke hisse bedeli istenmesinde yasaya bir aykırılık bulunmadığı, davalı idarenin konutun bulunduğu bölgeye alt yapı hizmetlerini götürdüğü; bu nedenle davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğu, mahkemece de doğru olarak tespit edilmiş bulunmaktadır. Ne var ki, davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeliyle ilgili sorumlu olduğu miktarın belirlenmesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda abonelik başvurusundan önceki yıllarda inşaat aşamasındaki dava dışı kişi tarafından avans olarak yapılan ödeme sırasındaki resmi veriler ve birim fiyatları esas alınmak suretiyle hesaplama yapılmıştır. Şu haliyle, abonelik başvurusunun yapıldığı tarihteki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı birim değerleri esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken, inşaat ruhsatı aşamasındaki ödeme tarihindeki birim fiyatlarının esas alınarak hesaplama yapılmış olması yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Hal böyle olunca; mahkemece, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde öngürülen, formülde belirtilen birim değerler gözetilerek; yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucu dairesinde bir hüküm verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak kurulan hükümde isabet görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.