MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/07/2013NUMARASI : 2012/225-2013/484 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili aleyhine davaya konu taşınmazda abonesiz/kaçak elektrik kullandığından bahisle 6.363,31 TL bedel tahakkuk ettirildiğini, oysa davaya konu taşınmazın 02.12.2009 tarihi itibariyle cebri icrada dava dışı Hayati Meydan isimli şahsa satıldığını ve teslim edildiğini, söz konusu kaçak kullanımın müvekkiline ait olmadığını savunarak, 6.364 TL borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının davalı kuruma ait enerjiyi abonelik sözleşmesi yapmadan kullandığı, yapılan araştırmada davaya konu yerde 01.01.2004-06.02.2012 tarihleri arası davacının ikamet ettiği, 30.10.2009-16.09.2011 tarihleri arası ise taşınmazın boş olduğunun tespit edildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu yerinde görülerek, dava konusu tutanak tarihinde elektriği kullanan kişinin dava dışı Hayati Meydan olduğu, davacının kullanım dönemi EPDK 622 sayılı kararda öngörülen 12 aylık süreden öncesinde olduğundan davalı tarafça davacı adına yapılan kaçak elektrik tüketim tahakkukunun yasal dayanağının olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; davaya konu 16.09.2011 tarihli kaçak elektrik tutanağına bakıldığında; Hayati Meydan ile görüşüldüğü, daireyi davacıdan satın aldıkları, tutanak tarihinde dairenin boş olduğu, henüz taşınmadıklarını beyan ettiği, buna rağmen sayacın 30237 endeks kaydettiğinin tespit edildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesi ile de; 30.10.2009-16.09.2011 tarihleri arası taşınmazın boş olduğu ancak 01.01.2004-06.02.2012 tarihleri arası ise davacının ikamet ettiğinin tespit edildiğinin belirtildiği görülmektedir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, öncelikle taşınmazın cebri icrada satışından sonra davalıya anahtar tesliminin hangi tarihte yapıldığı belirlendikten sonra, tutanak mümzileri de dinlenerek davaya konu tutanak tarihinde taşınmazda kimin fiili kullanıcı olduğunun tespit edilerek, gerekirse bilirkişilerden yeniden rapor almak ve varılacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.