Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5686 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20717 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : EDİRNE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/11/2012NUMARASI : 2012/217-2012/395 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili olan kooperatif tarafından yaptırılan inşaatlar henüz bitmeden kat irtifakı kurulduğunu, inşaatlar henüz %40 seviyesinde iken yüklenicinin sözleşmesini feshedilerek yeni bir yüklenici ile anlaşıldığını ve genel kurulda inşaatların %100 aşamasına getirilebilmesi için her üyeden 53.900 TL'nin tahsil edilmesine karar verildiğini, davalının ise yalnızca 2.000 TL ödeme yaptığını iddia ederek, bakiye 51.900 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında; davalının kooperatif üyesi olmadığını, dava konusu taşınmazı ferdileşmeden sonra satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davalının kooperatif üyesi olmadığı, kat irtifaklarının kurulmasından sonra 8 nolu bağımsız bölümün kooperatif üyesi dava dışı N. A.. adına kaydedildiği, onun da bu taşınmazı 07.03.2012 tarihinde davalıya sattığı, dolayısıyla davalının kooperatif üyesi olmaması sebebiyle davacı kooperatife borcu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalının satın aldığı taşınmaza davacı kooperatif tarafından yapılan işlerin bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme davalarında, davalı her zaman zenginleşen kişidir (TBK.md.77). Bu nedenle davalının, taşınmazı satın alma tarihinden sonra, davacı kooperatifçe yapılan işler nedeniyle zenginleşmesi var ise bedelini davacıya ödemekle yükümlüdür. O halde, mahkemece davalıya ait taşınmaza satın alma tarihinden sonra varsa yapılan işler ve bunların bedeli belirlenerek bu miktar için davanın kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yukarıda anılan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.