Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5613 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11561 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/04/2014NUMARASI : 2013/224-2014/172Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Belediye devredilen İncirlik Belediyesine ait 2220 parsel nolu taşınmazı, 23.07.1996 tarihinde düzenlenen ihale ile 950.000.000.TL'ye (yeni 950 TL) satın aldığını, ancak satıştan sonra taşınmazın ortasından yol geçtiğini, taşınmazın kalan kısmının ise işe yaramaz hale geldiğini ileri sürerek; taşınmazın rayiç bedelinin ya da ihale bedeli olarak ödenen 950.000.000. TL ile harç ve masrafların dava tarihinde ulaştığı alım gücünün davalıdan tahsilini talep etmiş, 27.03.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 58.841,46 TL ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, esas yönünden ise dava konusu taşınmazın davacıya encümen kararı ile satış yapıldığı, satış tarihinde yürürlükte olan mevzuat gereği satışın geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacı tarafça ödendiği tespit edilen 930.000.000 TL bedelin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle güncellenmiş değerinin 58.841,46.-TL olduğunu belirleyen bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, iade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihte tespit edilmelidir. Zira, geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile sebepsiz zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı, zararının artmasına kendisi sebep olacağından, bu artan zararını iade borçlusundan istememelidir.Somut olayda; davalı belediye, maliki bulunduğu dava konusu taşınmazın, Adana Büyükşehir Belediye Meclisinin 13.10.2006 tarih ve 231 sayılı kararıyla onanan imar planı uyarınca imar yolu içerisinde kaldığını bildirmiştir. Esasen, davacı da bu nedenle taşınmazın kullanılamaz hale geldiğini bildirmiştir.Bu durumda, mahkemece; davaya konu taşınmazın, imar planı ile imar yolu olarak bırakıldığı tarihte ifanın imkansız hale geldiği gözetilerek, öncelikle imarla ilgili belgelerin celbedilmesi suretiyle ifanın imkansız hale geldiği tarihin belirlenmesi, sonrasında ise ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca bu tarihte ulaştığı güncel değerin bilirkişi aracılığı ile belirlenmesi ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın açıldığı 11.04.2013 tarihindeki güncel değere hükmedilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.