Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5605 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20238 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : VAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/06/2013NUMARASI : 2007/448-2013/247Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av.F. K..geldi. Aleyhine temyiz olunan davacılardan asil R.. S.. ile tüm davacılar vekili Av.S. G.. geldi. Gelen asil ve vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı şirkete ait elektrik tellerine takılması nedeniyle sakat kaldığını, sağ koluna protez takılmak zorunda kaldığını, bu olay nedeniyle uğradığı maddi-manevi tazminat olarak toplam ıslahla 223.000 TL talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davada; BK'nun 58.v.d (TBK'nun 69 vd) maddelerinde yeralan kusursuz sorumluluğa dayalı tazminat talep edilmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.HUMK 275. maddesi( yeni HMK 266.) hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.Somut olaya gelince; mahkemece, yargılama sırasında bilgisine başvurulan Aktüerya uzmanı olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. İnsan zararları özel bilgi ve uzmanlığı gerektiren bir hukuksal değerlendirme olup, Anayasamızın 138/1.maddesine göre kanuna ve hukuka uygun karar vermekle mükellef olan Yargıçlar için bağlayıcı olmadan uzmanlık gerektiren hususlarda teknik bilgi, hesap bilgisi raporu tanzim ettirilmesi uygun bir sonuçtur.HMK.279.maddesine göre; bilirkişinin konusunda uzman olup, yazılı olarak raporunun denetime açık bir şekilde hesaplattırılması gerekecektir. Dava dosyasının Aktüerya uzmanı olan bilirkişiye gönderilip davacının iş görememezlik zararının hesaplanmasında, halen okuduğu 2 yıllık İlahiyat ön lisans programından mezun olduktan sonra devlet memuru olarak başlayacağı, kadro ve derece durumunu tespit edildikten sonra barem cetveli hazırlayarak askerde geçireceği yıllarar ilişkin iş gücü kaybına dair gelir mahrumiyetinden çıkarılmak suretiyle hazırlanacak bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, (Yargıtay 4.H.D.23.03.2010 gün ve 2250 E.-3266 K.), (Çelik A.Ç. Tazminat Davaları 2012/İst. Sh.214-215) yetersiz bilirkişi raporuna dayanak yapılarak verilen hüküm doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04 .2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.