Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 560 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3623 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davalının kaçak elektrik kullandığını, abone olmadığını, tutanak tutulduğunu, başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın 1 yıllık sürede açılmadığını, kaçak kullanım ile ilgilerinin olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK.nun 67/1.maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmü yer almaktadır. Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi, itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar.Somut olayda; borçlunun (davalı) 25/09/2012 tarihli itiraz dilekçesinin alacaklıya (davacı) hangi tarihte tebliğ edildiği anlaşılamamaktadır. Mahkemece tebliğ tarihinin araştırılması , davanın süresinde açılıp açılmadığının aydınlatılması gerekmektedir.Öte yandan, İİK nun 67/2. maddesinde; "Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir" düzenlemesi yer almaktadır.Mahkemece, yasal şartlar oluşmadığı ve davalının da talebi olmadığı halde davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.