MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2011/544-2013/393Taraflar arasında görülen maddi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraf vekillerince istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av.A.D.. geldi. Davalı ve vekili gelmediler. Gelen davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı İl Özel İdareye ait bulunan Ulus, Modern Çarşı'nın 24.12.2003 tarihinde yanması nedeniyle davacının kiracı olarak bulunduğu işyerinin de yanarak zarar gördüğünü belirterek, 30.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında, yangın olayının dava dışı kiracı İbrahim Karateke'nin dükkanında jeneratör çalıştırılmak istendiği sırada çıktığını, üçüncü kişinin eylemi nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, binada elektrik tesisatı ve yangın söndürme cihazlarının kullanıma hazır hale getirildiğini beyan etmiş, zamanaşımı def'inde bulunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının zararının 30.000 TL olduğu ancak, olayın meydana gelmesinde davacının tacir olup, kiraladığı ve faaliyette bulunduğu dükkanın konumunu, olaylar karşısında risk durumunu gözönünde bulundurarak işyerini kiralaması gerektiği, çarşının yapısı, dükkanların sıkışık, bitişik durumda olması, muhtemel yangında yanması ve yayılması kolay malzemelerin bulunduğu bir yerde dükkan kiralamış olması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu kabul edilmek ve bu nedenle 1/2 indirim yapılmak suretiyle 15.000 TL'nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.Dosya kapsamından, davacının kiracı olarak bulunduğu iş merkezinde 24.12.2003 günü dava dışı kiracı İbrahim Karateke'nin işçisi Metin Bostan'ın elektriklerin kesilmesi nedeniyle küçük Jeneratörü çalıştırmak istediği sırada sızan benzinin alev alması ile meydana gelen yangının, diğer esnafların dükkanların önüne yanıcı plastik malzeme koymaları sonucu hızla büyüyerek bütün binanın yanmasına sebebiyet verdikleri anlaşılmaktadır.Davacının ve diğer dükkan sahiplerinin müşteki olduğu Ankara 10.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/152 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı İl Özel İdarenin %20, dava dışı esnafın %20, BEDAŞ'ın %20, Belediyenin %20, yangını çıkaran Metin Bostan ve İbrahim Karateke'nin %10'ar kusurlu oldukları açıklanmış, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davalı İdarenin %20, İbrahim Karateke'nin %10, Metin Bostan'ın %20, Belediye'nin %10, Çarşı Yönetiminin %20, Bedaş'ın %20 kusurlu olduğu belirtilmiştir.Davada, davalı idarenin yapı maliki ve işletenin sorumluluğu kapsamında yangın nedeniyle uğranılan zararın tamamının tahsili talep edilmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı İdarenin malik ve işletmeci olduğu taşınmazda günün teknolojisine uygun olarak merkezi jeneratör yedekleme sistemi ve yangın çıkması halinde devreye giren otomatik yangın kesici tertibatın bulunmaması nedeniyle, genelde yanıcı maddelerin satıldığı dükkanların sık sık elektriklerin kesildiği sırada küçük jeneratör'ün benzinle çalıştırılmak istendiğinde alev alması ile çıkan yangından davalının 6098 sayılı TBK'nun 69 (818 sayılı BK'nun 58) maddesi hükmüne göre kusursuz sorumluluğu vardır.Ayrıca, 6098 sayılı TBK'nun 61 ve 62 (818 sayılı BK'nun 50 ve 51.) maddeleri gereğince bina maliki ve yöneticisi olan davalının müteselsil sorumluluk ilkesi gereği ileride diğer sorumlulara rücu etmek kaydıyla meydana gelen zarardan sorumlu olması gerekir.Ancak, dava konusu olay ile ilgili emsal kararlarda ve Ağır Ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı idarenin %20, çarşı esnafın %20 kusurlu olduğu açıklanmış ve bu doğrultuda kurulan hükümlerin Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece; bilirkişi raporları arasında çelişkinin giderilmesi için yeni bilirkişi kurulundan rapor alınarak davacının da aralarında bulunduğu esnafın kusur oranına göre tazminat miktarından indirim yapılmak suretiyle geri kalan miktarın (davalı idarenin müteselsil sorumluluğu gereği olarak) davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, 1/2 oranında davacının müterafik kusuru nedeniyle indirim yapılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.