Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5588 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20412 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/04/2013NUMARASI : 2004/566-2013/272Taraflar arasında görülen maddi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av. M. A.. geldi. Davalılar TEDAŞ vekili Av.Ş. Y, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili Av.H. B.. geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, davalı İl Özel İdareye ait bulunan Ulus, ... Çarşı'nın 24.12.2003 tarihinde yanması nedeniyle davacının kiracı olarak bulunduğu işyerinin de yanarak zarar gördüğünü belirterek, 1.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Birleşen davasında ise; aynı nedenle dava "Özel İdare hakkında fazlaya ilişkin saklı tutulan kısım yönünden, birleşen davalılar Tedaş ve Ankara Büyükşehir Belediyesi hakkında ise bu davalıların da tazminatla sorumlu olmaları geçtiği belirtilerek 95.000 TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalı İl Özel İdare vekili cevabında, yangın olayının dava dışı kiracı İbrahim Karateke'nin dükkanında jeneratör çalıştırılmak istendiği sırada çıktığını, üçüncü kişinin eylemi nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, binada elektrik tesisatı ve yangın söndürme cihazlarının kullanıma hazır hale getirildiğini beyan etmiş, zamanaşımı def'inde bulunmuştur.Davalı Bedaş vekili cevabında Bedaş'ın devir sözleşmesi ile 24.07.2006 tarihinde devredilmekle beraber kendilerinden talepte bulunulamayacağını savunmuştur. Davalı Tedaş vekili; illiyet bağı olmadığı kusurların bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur. Davalı Belediye vekili, idare yönünden davanın reddini istemiştir.Mahkemece,davalı Belediyenin sorumluluğunun ruhsat vermekten kaynaklı olduğundan davanın idari yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre zararın 95.199,09 TL olduğu ancak, davacının tacir olup kiraladığı ve faliyette bulunduğu dükkanın konumunu, olaylar karşısında risk durumunu gözönünde bulundurarak işyerini kiralaması gerektiği, çarşının yapısı, dükkanların sıkışık ve bitişik durumda olması, muhtemel yangında yanması ve yayılması kolay malzemelerin bulunduğu bir yerde dükkan kiralamış olması nedeniyle müterafik kusurlu bulunduğu kabul edilmek ve bu nedenle 1/2 indirim yapılmak suretiyle; asıl davada maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davada ise; diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 47.500 TL'nin müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir.Hükmü taraf vekilleri temyiz etmektedirler.Dosya kapsamından, davacının kiracı olarak bulunduğu iş merkezinde 24.12.2003 günü dava dışı kiracı İbrahim Karateke'nin işçisi Metin Bostan'ın elektriklerin kesilmesi nedeniyle küçük Jeneratörü çalıştırmak istediği sırada sızan benzinin alev alması ile meydana gelen yangının, diğer esnafların dükkanların önüne yanıcı plastik malzeme koymaları sonucu hızla büyüyerek bütün binanın yanmasına sebebiyet verdikleri anlaşılmaktadır.Davacının ve diğer dükkan sahiplerinin müşteki olduğu Ankara 10.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/152 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı İl Özel İdarenin %20, dava dışı esnafın %20, Bedaş'ın %20, Belediyenin %20, yangını çıkaran Metin Bostan ve İbrahim Karateke'nin %10'ar kusurlu oldukları açıklanmış, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda zararın 95.199,09 TL olduğu belirlenmiştir.Davada, davalı idarenin yapı maliki ve işletenin sorumluluğu kapsamında yangın nedeniyle uğranılan zararın tamamının tahsili talep edilmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekillerinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bend dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı İdarenin malik ve işletmeci olduğu taşınmazda günün teknolojisine uygun olarak merkezi jeneratör yedekleme sistemi ve yangın çıkması halinde devreye giren otomatik yangın kesici tertibatın bulunmaması nedeniyle, genelde yanıcı maddelerin satıldığı dükkanların sık sık elektriklerin kesildiği sırada küçük jeneratör'ün benzinle çalıştırılmak istendiğinde alev alması ile çıkan yangından davalıların 6098 sayılı TBK'nun 69 (818 sayılı BK'nun 58) maddesi hükmüne göre kusursuz sorumluluğu vardır.Ayrıca, 6098 sayılı TBK'nun 61 ve 62 (818 sayılı BK'nun 50 ve 51.) maddeleri gereğince davalıların müteselsil sorumluluk ilkesi gereği ileride diğer sorumlulara rücu etmek kaydıyla meydana gelen zarardan sorumlu olması gerekir.Ancak, dava konusu olay ile ilgili emsal kararlarda ve Ağır Ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı Özel İdarenin %20, çarşı esnafın %20 Bedaş'ın %20 kusurlu olduğu açıklanmış ve bu doğrultuda kurulan hükümlerin Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece; gerekirse kusur oranı konusunda bilirkişi raporu alınmak suretiyle davacının da aralarında bulunduğu çarşı esnafının kusur oranı belirlendikten sonra davacının da aralarında bulunduğu esnafın kusur oranına göre tazminat miktarından indirim yapılmak suretiyle geri kalan miktarın (davalı idarelerin müteselsil sorumluluğu gereği olarak) davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, 1/2 oranında davacının müterafik kusuru nedeniyle indirim yapılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacı tarafa verilmesine ve 1.100 TL vekalet ücretinin de davacıdan alınıp davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.