Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5576 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20501 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : HAYRABOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/04/2013NUMARASI : 2011/206-2013/136Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dilekçesinde; mirasbırakan F. E..'nın son arzularını içeren 31.08.2006 tarihli vasiyetnamenin kanunda öngörülen şekil şartlarını taşımadığı gibi davalı ve eşinin zorlaması ile düzenlendiğini, ayrıca 72 yaşında olan mirasbırakanın birçok rahatsızlığının bulunduğu gözetildiğinde fiil ehliyetinin tespiti amacıyla sağlık ocağından alınan raporun da geçerli olmadığını ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline, bunun mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; mirasbırakanın, davaya konu vasiyetnameyi düzenlemek için davacı Sabiha ile birlikte notere gittiğini, öte yandan vasiyetnamenin şekil şartlarına uyularak düzenlendiğini savunmuştur.Mahkemece; mirasbırakanın vasiyetnameyi düzenlediği tarihte fiil ehliyetinin yerinde olmadığı yönünde bir itirazda bulunulmadığı gibi hile, baskı ve korkutmaya maruz kaldığına dair herhangi bir delil ileri sürülmediği, incelenen vasiyetnamenin ise şekil şartlarına haiz olduğu, öte yandan tasarruf ile davacıların saklı paylarının zedelenmediğinin aldırılan bilirkişi raporu ile belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK. nun 535.maddesi; “Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.” hükmünü içermektedir.Yazılışına bakılarak TMK. nun 535. maddesinin, ancak vasiyetçinin okuyamaması veya imzalayamaması halinde uygulanabileceği düşünülebilirse de, bu görüş, doğru değildir. Nitekim, 26.03.1962 günlü ve 23/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde açıkça ifade edildiği üzere, okur yazar kişiler bile, dileğine göre ve hiç bir sebep bildirmeye veya vasiyetnameye yazdırmaya yer olmaksızın okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçebilirler. Sözü edilen içtihadın yürürlüğünden bu yana uygulama bu yolda devam ede gelmiştir (Yargıtay 2. HD. nin 24.11.1980 günlü ve 1980/7187 E. 8357 K. ve Yargıtay 3. HD. nin 17.12.2012 günlü ve 2012/21939 E. 25917 K. sayılı içtihatları).Öte yandan, okur yazar kişilerce, okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunun seçilmesi halinde de; TMK. nun 535/2. maddesinde gösterilen şekle uyulmak zorundadır.Davaya konu vasiyetname, okur yazar olmayanlara ilişkin vasiyetname şeklinde düzenlenmiştir. Vasiyetnamede, tanıkların “Mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” tevsik eden beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar.Hal böyle olunca, mahkemece; TMK. nun 535/2. maddesindeki şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmeyen vasiyetnamenin iptali isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bundan ayrı, dava dilekçesindeki anlatımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte mirasbırakanın fiil ehliyetinin yerinde olmadığı ileri sürülmüş ve belirtilen diğer nedenlerden ayrı olarak bu nedenle de vasiyetnamenin iptali talep edilmiştir. Mahkemece, bu yönde bir iddianın ileri sürülmediğinden bahisle gerekli araştırmanın yapılmamış olması usul ve yasaya aykırı ise de; vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmediği yönündeki iptal nedeni karşışında sonuca etkili olmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa işaret olunmakla yetinilmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.