Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5553 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2848 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/05/2012NUMARASI : 2010/57-2012/254Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, İzmir Kuş Cennetinin su ihtiyacı için kullanılan enerji aboneliğine ilişkin su pompasının kapatıldıktan sonra müvekkilinin bilgisi dışında davalılarca enerji kullanımının devam etmesi nedeni ile kaçak tutanağının tutulduğu, oluşan alacağın tahsili amacıyla davalılar hakkında Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü'nün 2010/2545 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, vaki itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı İ.. B.. vekili cevap dilekçesinde; İzmir Kuş Cenneti olarak bilinen yerin 24.11.2008 tarihinde devir ve teslim alındığını, elektrik kullanılan kuyu ve pompanın müvekkiline ait olmadığı gibi müvekkilinin tasarrufunda olan bir alanda da bulunmadığını belirterek, davanın reddini ve % 40 icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini dilemiştir. Davalı İzmir İl Özel İdaresi vekili cevap dilekçesinde; su pompasının bağlı olduğu elektrik sayacının diğer davalının tasarrufunda olduğunu, müvekkili tarafından enerji tüketiminin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini dilemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı İzmir İl Özel İdaresine karşı açılan davanın husumetten reddine; davalı İ.. B..nin Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü'nün 2010/2545 sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 25.296,00 TL asıl alacak, 7.898,42 TL işlemiş faiz ve 1.421,72 TL KDV toplamı olan 34.616,14 TL üzerinden devamına ve asıl alacak 25.296,00 TL'ye takip tarihi olan 08.03.2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş hüküm, davacı ve davalı İ.. B.. tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık davacı kurum yetkilileri tarafından tanzim olunan kaçak ve usulsüz tutanağına istinaden tahakkuk edilen elektrik faturasından dolayı davalıların sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6100 sayılı HMK 204/2. maddesinde, yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı açıklanmış; 3. fıkrasında ise mahkemelerin bu belge hakkında şüphe uyandıran bir hal görmesi halinde ilgili daireden açıklama isteyebileceği belirtilmiştir. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından çıkarılan 21.03.2003 gün 122 sayılı kararın; “Tespit” başlığı ile; “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü ve 14 üncü maddeleri uyarınca kaçak veya usulsüz elektrik enerjisi kullanıldığı tespit edilen kullanım yerinde, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından yetkilendirilmiş en az iki eleman ile kaçak veya usulsüz elektrik enerjisi kullanan gerçek veya tüzel kişinin imzalayacağı bir tutanak düzenlenerek, bir sureti imza sahibine bırakılır. Kaçak veya usulsüz elektrik enerjisi kullanan gerçek veya tüzel kişinin tutanağın düzenlenmesi sırasında kullanım yerinde bulunmaması veya tutanağı imzalamaması durumunda, kullanım yerine bırakılan tutanak, bildirim yerine geçer. Tutanakta kaçak veya usulsüz elektrik enerji kullanım nedeni ve şekli açıkça belirtilir” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamına göre somut olay incelendiğinde; kaçak elektrik kullanımına konu yerin, DSİ tarafından açılan ve 1993 yılında İl Özel İdaresine devredilen kuyu pompasına ait pano olduğu, panodan 6 dalgıç pompasının beslendiği; bilahare bu yerin İ.. B..'ne devredildiği; davacı kurum yetkilileri tarafından yapılan denetim neticesinde 05.01.2009 tarihli kaçak tespit tutanağının tutulduğu, tutanakta “abonenin borçtan dolayı sayacı sökülmüş, sayaç olmadan direk enerji kullandığının” belirtildiği ve tutanağın teknisyen ve şoför tarafından imzalandığı; bu tutanağa istinaden İ.. B.. başkanı aleyhine Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde ceza davası açıldığı, ceza yargılaması sırasında bilgisine müracaat edilen elektrik mühendisi bilirkişinin raporunda “abone borç listesinden, aboneliğin 2002 yılından beri elektrik tüketiminin olmadığının anlaşıldığı, abonelikten sadece su pompasının beslendiği ancak su pompasının 2002 tarihinden beri kullanılmadığı, branşman uçlarının birleştirilmiş olduğunu tespit edilmesine rağmen elektrik enerjisinin tüketilmediği zira pompanın çalışmadığının anlaşıldığı ve kaçak elektrik kullanılmadığı” belirtilmiş, mahkemece de tüm bu hususlar dikkate alınarak sanığın beraatine karar verildiği; Yine iş bu dava dosyasında mahkemece mahallinde yapılan keşif neticesinde tanzim olunan bilirkişi heyeti raporunda “...sayaç panosunun açıkta arazide olduğu yerinde yapılan gözlem ile pompanın çok uzun yıllardır çalışmadığı ve pompanın çalışabilir durumda olmadığı sayacın sökük enerjinin kesik olduğu; borç tahakkukunun en son 2002/10 dönemde yapıldığı, sonrasında endeks okuma işleminin yapılmadığı, sayacın 03.07.2007 tarihinde 16366,3 endekste borcundan dolayı söküldüğü, tanık beyanlarında kuyunun işlevsiz kalması nedeniyle sözkonusu pompanın çalıştırılamadığının beyan edildiğinin, abonelikten sadece su pompasının beslendiği;bu sebeple kaçak elektrik kullanıldığı yönünde teknik bir görüş oluşturulmasının mümkün olmadığı; ancak mahkemece kaçak kullanım olduğu yönünde kanaat oluşması halinde yapılan hesaplama neticesinde abonenin 25.296,00 TL borçlu olduğunun” belirtildiği; mahkemece dinlenen tanıklar beyanında “kuyunun açıldıktan sonra 10-15 gün çalıştığını, kuyuda yeterli su rezervinin oluşmadığını ve bölgenin taban suyunu bozduğu için işlevsiz kaldığını ve kapatıldığını, kuş cenneti birliğinin su kullandığını görmediklerini” belirtmiş; tutanak mümzileri tanık sıfatıyla vermiş oldukları beyanlarında sadece “ kurumda teknisyen ve şoför olarak görev yaptıklarını, tutanak tutulan alanda sayacın sökülmüş olmasına rağmen enerji kullanımına devam ettiğini gördük” şeklinde beyanda bulundukları, ancak gerek tutanakta gerekse de beyanlarında kaçak veya usulsüz elektrik enerji kullanım nedeni ve şeklinin açıkça belirtilmediği (kaçak kullanımın nerede ve nasıl kullanıldığı) anlaşılmaktadır. Kaçak elektrik tespit tutanağı, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte ve aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Ancak gerek Ceza yargılaması sırasında bilgisine müracaat edilen bilirkişi raporunda gerekse de iş bu dava dosyasında, mahallinde yapılan keşif neticesinde tanzim olunan bilirkişi heyeti raporunda 05.01.2009 tarihli tutanak ile tespit edilen abonelikte, sadece su pompasının beslendiği pompanın çok uzun yıllardır çalışmadığı ve pompanın çalışabilir durumda olmadığı bu sebeple davalıların kaçak elektrik kullandığı yönünde teknik bir görüş oluşturulmasının mümkün olmadığının belirtilmiş olması karşısında davalının kaçak elektrik kullandığı kesin bir biçimde saptanamamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dava konusu abonelik dosyasının getirtilerek sorumlu abonenin tespit edilmesi, daha sonra dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi edilerek sayacın tüketim kaydettiği ancak abone tarafından ödenmeyen normal tüketim bedelinin hesaplanması (kesme tutanağı ve en son endeks dikkate alınarak) konusunda denetime elverişli ek rapor alınması, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.